Menu Kapat
Kapat
Ara
Close this search box.

Eski Sovyet Mutfağından Lezzetler: Cafe Pirogi | Kapandı

XPzone Infinia
Okuma Modu

Türkler için yemek yemek her zaman açlık gidermenin çok ötesinde kavramları içinde barındıran bir eylem olmuştur. Yürürken atıştırırım, arabada bir şeyler yerim kavramları bizim için oldukça uzak, bir o kadar da mutsuzluk sebebi eylemlerdir. Kültürümüzde sofralar kurmak, o sofralarda saatlerce oturmak, aile ve dostlarla sohbet etmek vardır. Bu kültür 21. yüzyıl metropol hayatında özünü kaybetmeden evrimleşerek öğle yemeklerinde iş yerinden arkadaşlarla akşamları gündüz görmediğimiz aile-arkadaşlarla buluşarak yeni mekanlarda yemek yemeye dönüşmüştür. Günümüzde teknoloji ve her şeye erişimin kolaylaşması sayesinde yenen yemeğin de çeşitliliği artmıştır. Artık nerede olduğumuzun önemi kalmadan istediğimiz herhangi bir kültürün mutfağına ulaşıp denememiz kolaylaşmıştır. Ankara bu konuda oldukça farklı alternatiflere sahip bir başkent. Cafe Pirogi, bize bu alternatiflerden birini en sevimli haliyle sunmaktadır.

Kahvaltıdan başlayarak günün her saatine uygun yiyecekler bulabileceğiniz bir yer Cafe Pirogi. Ama menünün en ilgi çekici bölümü Kafkas, Rus ve Orta Asya lezzetlerin sunulduğu kısımdır. Sahibi Hülya Hanım’ın Eski Sovyet Mutfağı üzerine eğitim almasıyla başladığı bu eğlenceli yemek macerasını, burada birbirinden lezzetli tariflerle ve Rusya’dan gelen orijinal ürünlerle deneyimlemeniz mümkün.

Öncelikle Pirogi’nin anlamını belirtmek gerek. Aslen Pirogi (Piragi diye okunuyor) mayalı hamurdan yapılan bir Kafkas böreğinin ismidir. Bu börek 2 adet mayalı hamur arasına dolgu malzemesi konarak hazırlanıyor. Geleneksel olarak 3 adet pirogi üst üste konup servis ediliyor. İnanışa göre en alttaki kat toprak, orta kat gökyüzü ve güneş, son kat ise tanrıyı temsil ediyor. Her katın, yenildiği yere göre yorumlanması farklıdır. Örneğin cenaze evlerinde verilen yemeklerde pirogi sadece 2 katman hamurdan yapılır orta katman yoktur bunun sebebi ise o kişinin bir daha gökyüzü ve güneşi göremeyecek olmasıdır.

Pirogi dışında eski Sovyet mutfağina özgü birçok tadı denemeniz mümkün. Bunlar arasında benim favorim olan, Rus Mantısı olarak bildiğimiz Pelmeni bulunmakta. Büyük taneli sulu mantı görünümünde olan bu yemek Smetana denen yarı krema yarı yoğurt tadında bir sos ve dereotu ile servis ediliyor. Gene mantı görünümünde olan ama kızartılarak hazırlanan Blyashi de (Bilyaşi diye okunuyor) diğer lezzetlerden biri. Yemeklerin yanında havuçtan ve bol baharattan hazırlanan Koreski salatasını veya patlıcandan hazırlanan Ikra’yı deneyebilirsiniz. İçecek olarak ise Rusya’dan gelen hem lezzetleri hem de görünüşleriyle ilgi çeken Tarhun, Kwas veya Dushness’i içebilirsiniz. Kwas günümüz Rusyasının en popüler içeceği, Dushness’in tarifi ise Fransa kralı 14. Louis’in sarayına kadar uzanıyor. Dushness’in içecek haline gelmesi ise bir dizi yanlışlar üzerine kurulu. 1670’lerde tatlılarda armut kullanan aşçının, bir garsonun dalgınlığı nedeniyle armut suyu konsantresini masaya getirmesi ve o dönemde masaya gelen her şeyin ikram edilme zorunluluğundan dolayı, hemen orada konsantreyi sulandırıp içecek olarak sunulmasıyla ortaya çıkıyor. İçeceğin ismi sorulduğunda sofrada ilk beğenin düşes olduğu için Dushness deniyor.

Bu güzel yemeğin üzerine tatlı olarak TortNapoleon, Syrniki veya Medovik’i deneyebilirsiniz. Medovik de 200 yıllık bir tarife sahip. Yazanlara göre 1820’lerde Çar. I Alexander’in eşi (Çariçe) için özel olarak hazırlanan bir tatlıdır. Çariçe baldan nefret ettiği için ballı hiçbir şey yemediği halde saraya yeni gelen aşçı Çariçe’ye ballı bir tatlı yapacağını ve yediğinde de içinde bal olduğunu anlamayacağını iddia eder ve bu iddiasını gerçekleştirir.

Lezzetler ve hikayeler tabi ki bunlarla sınırlı değil. Sıcak atmosferi, her sorunuza hiçbir detayı atlamadan cevap veren garsonları ve güler yüzlü sahibi Hülya Hanım’ın eşliğinde devamı Cafe Pirogi’de. Kasım ayının sonlarına doğru yeni lezzetleri ve Rusya’dan gelen orijinal ürünlerin satıldığı butik bir satış alanı ile sizleri bekliyor olacak.

Ama tabii ki yemekte ne yerseniz yiyin her zaman en güzel son, bol köpüklü bir Türk kahvesidir.

Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi, 2811. Cadde No:2, Yenimahalle
0536 2446987 | 0312 2410042 | Websitesi

Fotoğraflar için Anadoluguru’ya teşekkür ederim.

 

Paylaş:

İlginizi Çekebilir