Ankara Palmiyesi #12: Kurtuluş’ta solcu olmak zor iki gözüm

Kurtuluş İlkokulu 4. sınıftan itibaren Kurtuluş’ta oturduk. Şimdi cadde yapmışlar nedense, Ozanlar Sokak’ın tepesinde, Dede Efendi’nin köşede Kasım bakkal vardı. Onun hemen altında, Tan Apartmanı’nda.
Julianus Sütunu, leylekler ve Ankara dereleri: Kentsel ve toplumsal bellekte kesinti

2019’daki sıralı Ankara ziyaretlerimde beni en çok etkileyen anların başında, Ankara’nın vadilerindeki otoyol genişliğinde yolların kenarından yürürken geçmiş günlerde buralardan akan dereleri hayal etmem geliyordu.
Zat-ı Muhterem bir envanterin serüveni

Rahmi M. Koç Müzesi Ankara’da 1 Nisan günü açılışı yapılan Zat-ı Muhterem Envanterim sergisinin küratörü Özgür Ceren Can ve sanatçısı Can Mengilibörü eşliğinde 9 Nisan
Ankara Palmiyesi #11: Alışveriş ve Ankara işi alışveriş

Ben pek alışveriş insanı değilim. Hovardalık yapacağım diye ne zaman bir markete, pazar yerine girsem bir şişe rakı alır çıkarım en fazla. Üstümü başımı uzun
Ankara Palmiyesi #9: Ankara bebesi kendine göre kibardır aslanım

– Barış Manço’nun Ankaralı sevgilisine yazdığı şarkı nedir? – Al la beni, pul la beni. İki bebeye “dad” olduğuma göre “dad-joke” ile başlayabilirim. Bir kısa
Flanörün Büklüm Sokak Yürüyüşü

Büklüm Sokak’tayım. Sokağın bir ucu Akay’a diğer ucu Tunalı’ya bağlandığı için “Tunalı civarının meridyeni” de diyebiliriz burası için. Akay’ın başından yürümeye devam ediyorum. Dünyanın en
Ankara Palmiyesi #8: Gölgede ve güneşte pavyonlar

Pavyon, zavallı erkeklerin birileriyle sevişmek umuduyla gittikleri bir yer değildir. Bir kere pavyona bıraktıkları para zaten bir profesyonelle, seks işçisiyle, ne diyorsanız onunla sevişmekten daha
Ankara’nın yaşlanan semtleri I: Evlerin ışıkları bir bir sönerken

Yaşlanma, dünya dönüp durdukça, üstündekilerin kaçınılmaz kaderi. İnsanların, ağaçların, hayvanların; şehirlerin ve semtlerin. Bazı semtler geçen yıllar içinde değişiyor, gelişiyor. Aklınızda bir on yıl önceki
Ankara Palmiyesi #4: Tren, bisiklet ve sürekli Ahlatlıbel’e bağlanan muhabbetler

Tren çok süper bir şeydir. Medeniyetin zararsız ve estetik olabileceğinin raylı ispatıdır. Keşke ana yurdu hakikaten dört baştan demir ağlarla örebilseymişiz. İzmir’e Antalya’ya kadar bari
Ankara Palmiyesi #2: Gezmeler, Çıkrıkçılar, Denizciler, Hergeleler

Gezmeler üçe ayrılır. Kır gezmeleri börtü böcek tarih marih öyle şeyler. “Ay ne güzel yerler ayol” dedirtir. Şehir gezmeleri ise daha muhabbetli kültürlü filan oluyor