Pusu'laGezi

Şehirden Kaçış: Güdül

Ankara’nın klasikleşmiş şehirden kaçış noktaları Eymir, Beypazarı ve Kızılcahamam olarak hafızamıza kazınmış durumda. Şehir kalabalığından uzaklaşmak isteyen herkesin hafta sonu bu yerlere akın edip, kalabalığın alasını yarattığı kısır döngüyü bozmak için size yeni bir alternatifimiz var! Çevremdekilere hafta sonu Güdül‘ü gezeceğimi söylediğim zaman “o ne, yeniyor mu?” cevabını çok sık aldığımdan çoğu Ankaralının bu şirin ilçeye dair pek fazla fikri olmadığını anladım. Güdül, Ankara’nın 90 km kuzeybatısında bulunuyor ve tarihi M.Ö. 3.000–3.500 yıllarına kadar uzanıyor. Kirmir Çayı vadisinde bulunan İnönü mağaralarında ve bölgede yapılan incelemeler, Güdül‘ün Hitit uygarlığına, Romalılara ve Bizans İmparatorluğuna ev sahipliği yaptığını kanıtlıyor. Bu tarihi ilçe adını kurucusu Selçuklu hükümdarı Mesut Emiri Şahabüddevlet Güdül Bey’den alıyor. Doğal güzelliği ve tarihi dokusuyla Güdül, bana kalırsa Ankara’da mutlaka gidilmesi gereken yerler listesinin başlarında geliyor.

güdül evleri

Fotoğraf: Yağız Arda Çiçek

Biz Güdül‘e gitmişken yerel halkla kaynaşmak adına bölgeyle ilgili üstünkörü bir araştırma yaptık ve gezi rotamızı onlara teslim ettik. Güdül halkı o kadar yardımsever ki, turist olduğunuzu anladıkları anda size rehberlik etmeye başlıyorlar. Merakla incelediğiniz bir evin tarihini hemen yanı başınızda beliren bir amcadan veya teyzeden dinlemeniz çok olası. Rahatlıkla spontane bir gezi ayarlayıp sadece insanlarla muhabbet ederek ilçeyi gezebilirsiniz.

Ankara Güdül İlçesi halkı

Güdül’e vardığımız anda ilk gördüğümüz kişiye ilçe meydanını sorarak gezimizi başlattık. Meydandaki Dostlar Kıraathanesinde yol yorgunluğunu atmak için oturduğumuzda çayımızı içerken, meyve ve sebze satıcılarını da 360 derecelik bir görüş açısıyla süzüp o an dönüş yolunda neler götüreceğimize karar vermiştik bile.

Güdül ilçesi

Tarihi Güdül Evleri

Çay, kahve ve kısa bir gözlemden sonra Güdül’ün tarihi evlerini görmek üzere sokak aralarına daldık. Kentsel sit alanı içinde bulunan bu tarihi yapılar yaklaşık olarak yüz yıllık. İlkokuldayken Türkçe kitabı metinlerinde okuduğum kerpiç ve ahşaptan yapılan, üç katlı, sofalı klasik Anadolu evleri bunlar.

Güdül evleri

Fotoğraf: Yağız Arda Çiçek

Güdül Leblebisi

Güdül leblebiciler çarşısı

Fotoğraf: Yağız Arda Çiçek

Biraz da sokaklarda kaybolarak ilçe meydanına geri dönüyoruz ve yolculuğun başından beri gitmek için sabırsızlandığımız leblebiciler sokağına giriyoruz. Yerel halktan edindiğimiz bilgiye göre eski usul tavada leblebi kavuran tek bir dükkan varmış, biz de bu dükkanın peşine düşüyoruz. Burası, Meşhur Güdül Leblebi İmalathanesi. Bir yandan sahibinin ikram ettiği sıcacık leblebileri yerken bir yandan da leblebi üretim aşamalarını dinliyoruz. Açıkçası Leblebiciler Sokağı biraz hayal kırıklığı oluyor çünkü her köşede dolu dolu tezgahları görmeyi beklerken genellikle boş ve terk edilmiş dükkanlarla karşılaşıyoruz. İmalatçı bunun, İran’dan leblebi ithal edilmeye başlanmasıyla olduğunu söylüyor. Önceden yirmiden fazla üreticinin olduğu bu sokakta, leblebi ithalatı başlayınca üreticiler bir bir dükkanlarını kapatmış. Şimdi ise yaklaşık on adet dükkan bulunuyor. İmalatçı amcayla leblebi piyasasının nabzını tuttuktan sonra sıcacık leblebi keselerimizle oradan ayrılıyoruz.

Kirmir Çayı ve İnönü Mağarası

Kirmir Çayı kenarında bulunan İnönü Mağaraları, dağın içi oyularak oluşturulmuş ve eski uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir yerleşim alanı. Bu tarihi yapının doğayla buluşması inanılmaz görkemli bir alan oluşturmuş. Mağaranın yukarısına çıkarak vadi manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. İnönü bölgesine doğru giderken yolu izlemek de ayrı bir keyif.

kirmir mağarası güdül

Fotoğraf: Yağız Arda Çiçek

Dönüşte Ayaş’tan geçerken, şanslıysanız tarlada mahsul toplayanlara denk gelip dalından mis gibi domates alabilirsiniz. Sonraki sabaha menemen, kışa salça olmayı bekleyen tarla domateslerimizle Güdül‘den huzur içinde ayrıldık. Burası, şehirden biraz uzaklaşıp yeni yerler keşfetmek isteyenlerin mutlaka uğraması gereken bir durak.

Güdül Kirmir Vadisi

Fotoğraf: Yağız Arda Çiçek

Şehir hayatının hızlı temposundan uzak, sakin yaşamıyla ve sürdürülebilir kent kimliğiyle Güdül Nisan 2020 itibariyle bir Cittaslow kenti. Cittaslow; yavaş yaşayan, kendine yeten, sürdürülebilir, doğasına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkan alternatif kentleri desteklemek amacıyla hareket eder. Güdül de bu yavaş yaşayan, alternatif kentlerin güzel bir örneği.

Güdül ilçesiyle ilgili daha fazla bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz. Şehirden Kaçış serisinin Taraklı Kasabası, Safranbolu ve Sivrihisar bölümlerine göz atabilirsiniz.

Ayşe Nur Akıncı
gezen gören, okuyan yazan

    Bir Cevap Yazın



    Gezi

    Trieste: Bora ve nero şehri

    Trieste, benim gelmeden önce sadece Susanna Tamaro’nun memleketi olduğunu bildiğim, Slovenya sınırındaki İtalyan kenti. Turistlerin günübirlik durağı, İtalyanlar’ın yolunu bilmediği üvey evladı, benim 1 senelik...

    Pusu'la

    Gitmenin ve kalmanın müzesi: Baksı

    Bu yazıda Baksı Müzesi’nin Bayburt merkezine 45 kilometre uzakta ufacık bir köyün yakınında kurulan, etrafında bozkırdan, dağlardan ve -şimdilerde sessiz akan- Çoruh Nehri’nden başka hiçbir...