KentİnsanHafıza

Susam Sokağı’ndan Hakan Abi’yle Yıllar Sonra

Susam Sokağı, karizmatik kuklaları, skeçleri, şarkıları ve sokağında yaşayan farklı karakterleri ile yayınlandığı dönemde birçok çocuğun o tertemiz dünyasında kendisine muazzam yer edinmiş fantastik bir sokaktı.

1968’de ABD’de yaratılan Susam Sokağı’nın öncelikli amacı okul öncesi öğrenme yeteneği hakkında bilgi sahibi olmak, özellikle o yaşlarda okula gidemeyecek kadar fakir çocukların temel bilgileri öğrenebilmesini sağlamaktı. Susam Sokağı’nın skeçleri daha çok okul öncesi çocuklarına öğretmeye dayalıyken diğer kuklaların parodileri ise okul dönemi çocuklarına daha çekici geliyordu. Yüksek bütçeli programın yapımcılığını televizyon yapımcılığında uzmanlaşmış bir ekip ile çocuk gelişimi, öğrenme ilkeleri ve psikoloji alanlarında uzmanlaşmış akademisyenler birlikte yürüttü. Yayınlandığı ilk 1 yıl sonundaki kapsamlı ölçme-değerlendirme sonuçları projenin, çocukların öğrenme yeteneğine olan ciddi katkısını ortaya çıkardı ve sonuçlara göre iyileştirilen program süreklilik sağladı. Bu deneysel, test edilmiş ve onaylanmış sosyal proje çeşitli dillere tercüme edilerek bizimki gibi 100’den fazla ülkede yayınlandı. Hakkında fazlaca akademik çalışma yapılan Susam Sokağı yayınlandığı dönemde izleyicisi olan bu günün yetişkinlerinde ölçülebilen olumlu katkılar yaptı. Sayılar, harfler gibi bilgilerin öğretilmesi yanında empati, hoşgörü, nezaket gibi evrensel değerleri benimsetmesi bakımından da önemliydi.

Sesame Street

Hayata dair en büyük sorunumun erken uyanmak ve matematik sınavı olduğu günlerde, okuldan sorumlulukları olan yorgun bir yetişkin edasıyla çıktıktan sonra evin dingin atmosferinde Susam Sokağı izlemek en büyük keyfimdi. Kukla canavarların “Arada kaldııım taam aradaaa” şarkısını küçük kardeşimizin üstünde denemişliğimiz bile vardı. “Gün güneşli, insanlar neşeli…” diye başlayan jenerik şarkısı ise hiçbir insanın mutsuz olamayacağını düşündürürdü. Kurabiye canavarı ve diğer canavarlar, kırpık, minik kuş, edi ve büdü, elmo, kurbağa kermit, açıkgöz, sayıların kontu, tüylü ve birbirinden eğlenceli diğer kuklalarının esprili maceraları ile çocukluğumuzun favori programıydı. Tabi kuklalar dışında bir de programın kültürümüze uyarlanmış sokak hikayeleri vardı. Tahsin Usta, Zehra teyze, Nihat amca, Sabiha teyze, Zeynep abla ve Hakan abi… Erkek çocukları için Zeynep abla, kız çocukları için ise Hakan abi favoriydi. Skeçlerde genellikle birlikte görülmeleri ise ufak kıskançlık krizlerine yol açabilirdi. Programın TRT Ankara stüdyosunda çekilmiş olduğunu biliyordum. Sokağa, Ankara Devlet Tiyatrosundan Güven Hokna, Alp Öyken, Alpay İzbırak, Tolga Tecer, Zehra Güven, Aslı Öyken gibi usta sanatçılar hayat vermişti. O dönem ekran başında Hakan abiyi seven tüm kız çocuklarına karşı görevimi yerine getirmeli ve kendisiyle mutlaka konuşmalıydım. Tiyatro oyunları ve TV dizilerinden tanıdığımız usta sanatçı Tolga Tecer oldukça nazik ve mütevazı bir şekilde cevapladı görüşme isteğimi. Buyurun Susam Sokağı’ndan başlayıp müzik ve tiyatroya uzanan muhabbetimize…

Susam Sokağı TRT’nin o dönem mevcut “çocuk drama” birimine bağlı olarak 1989 ve 1990 yazlarında 2 sezon olarak toplam 260 bölüm çekilmiş. Çekilen bölümler hafta içi beş gün, sabahçı ve öğlenci öğrenciler düşünülerek günde 2 tekrar halinde yayınlanmış. 9 sene kadar tekrarları gösterilmiş. Seçmeler esnasında, Hakan Abi karakteri için konuşkan, gitar çalıp şarkı söyleyebilen bir isim aradıklarını duyan arkadaşı o dönemde Ankara Konservatuvarı son sınıf öğrencisi olan Tolga Tecer’i önerince aniden kendisini TRT’nin deneme çekimlerinde bulmuş. İstek üzerine gitarıyla ‘mini mini bir kuş’ şarkısını icra ettikten sonra seçici kurul uzun olan saçlarını kısaltmasını rica edince oracıkta makası alıp o dönem moda olan arkası kalkık saç modelini yaratmış. Projeden kazandığı meslek hayatının ilk profesyonel parasıyla da fender stratocaster gitarını almış. Ardından ise Devlet Tiyatrosu sınavını kazanarak Diyarbakır’da işe başlamış.

TV teknolojisinin henüz pek gelişmemiş olduğu o dönemlerde ilk bu program için açılan Ankara Sefaretler Stüdyosu’nda oluşturulan sokakta 5 farklı kamera ile günde ortalama 20 skeç çekiliyormuş. Montaja girmeden tek seferde kaydedilen skeçler çekimin sonuna kadar stüdyoda görevli pedagog tarafından izlenerek onaylanıyormuş. Muppet Show ve Susam Sokağı’nın da yaratıcısı olan Jim Henson bizzat gelerek programın aslına uygunluğunu denetlemiş.

Sesame Street

Sokak skeçlerinde yer alan 2 kukla yani Minik Kuş ve Kırpık Amerika’da yapılmış ve oradan itinayla getirilmiş. Minik kuşu bir balet hareket ettiriyor, bir el kalkınca misinaya bağlı diğer eli iniyor, kostümün içindeki yüksek sıcaklığın yanında bir de kendini içerideki monitörden ters görerek oynuyormuş. Bazı hareket gerektiren tekstler oldukça zorlamış sanatçıyı çünkü minik kuşun ince motor becerileri yokmuş. Buna rağmen bir bölümde sahne defalarca çekilse de yılmadan çocuklara kapının anahtarla açılacağını gösterebilmiş. Kırpığın dar küfesinin içindeyse birbiriyle koordineli olan iki kişiden biri elleri hareket ettirip mimikleri yaparken diğeri de teksti seslendiriyormuş ve içeride bir de monitör bulunuyormuş. Onlar türlü zorlukla çocuk kafamıza ulaşmaya çalışırken biz çocuklar o esnada her şeyden habersiz ekran başında TV keyfi yaparak öğreniyorduk.

Susam Sokağının ülkemizde zirve yaptığı günlerde ekranda politikacılardan bile fazla göründüğünü kabul eden Tolga Tecer halen Ankaralı rock grupları Starfish ve Pangaea’nın bas gitaristi. 80’li yılların sonunda Ankara’da kurulan progressive rock grubu Labirent’te ve albümlerinde bas gitar çaldı. Müzikle iç içe bir yaşamı olan sanatçı halen gitar ve keyboard çalıyor. Ayrıca Tolga Tecer’in, 1988’de kaybettiğimiz TRT Ankara Radyosu sanatçısı, Türk Sanat Müziğinin eşsiz yorumcusu Güneri Tecer’in oğlu olduğunu da belirtiyor ve kendisini saygıyla anıyoruz.

Uzun yıllardır birçok tiyatro oyununda görev alan ve muazzam performansı ile 2012’de ‘Sanat Kurumu Tiyatro Ödülleri’ nde övgüye değer erkek oyuncu ödülünü kazanan Tolga Tecer’i bu sezon da İsviçreli tiyatro oyun metni yazarı Friedrich Dürrenmath’ın ‘Yaşlı Kadının Ziyareti’ adlı oyunda izleyebilirsiniz.

Narnia Günlükleri, Kurnaz Aşıklar, 11 Nisan 1915, Kösem Sultan

Evdeki Yabancı, Körfez Ateşi, Kırık Kanatlar, Deniz Yıldızı ve Affet Beni gibi yapımlarda da rol alan ve genelde kötü adam rollerini canlandırmış olan sanatçının bir anısını da aktarmadan geçmek olmaz. Tiyatrocu arkadaşı Tolga Tekin’le bindikleri takside yaptıkları sohbet esnasında rol aldığı diziden ayrılışını anlatırken ‘Daha ne yapayım? Kızı kaçırdım, tecavüz ettim, annesini ve babasını öldürdüm…’ derken bir anda dehşet içindeki taksi şoförüyle göz göze geliyorlar ve sanatçı olduklarını anlatmak epey zaman alıyor. ‘Abi’ diyor şoför ‘Taksiyi bırakıp gidiyordum’.

Deniz Yıldızı dizisinden

Susam sokağı bir dönemin çocuklarını çok mutlu etti ve olumlu etkiledi. Ben de onlardan biriydim. Şimdi ise kızımla birlikte peluş bebeklerle “aradaa kaldııım” şarkısını söylerken bir an çocukluğumla göz göze geliyor ve birbirimize bakıp gülümsüyoruz.

Bir Cevap Yazın