KentHafıza

Ankara’da Kayıp Tarih: Yahudi Mahallesi

Babamla ne zaman Ulus’tan geçsek, başıyla TRT Ankara Radyosu’nun arkasında belirsiz bir yerleri işaret eder; “Burası da Ankara’nın Yahudi Mahallesi,” derdi. Bana uzunca bir süre, ancak Piyanist filmi kadar yakın bir kavramdı Yahudiler. Daha sonra da, Orta Doğu hakkında yapılan bir tartışma kadar uzak. Aslında kaç senelik komşu olduğumuzu sonradan öğrendim.

Ankara’nın Yahudi Mahallesı

Nereden Gelmişler?

İstanbul olsa tamam, ancak “Ankara” ve “Yahudi” kelimeleri zihinde oturmuyor gibi. Oysa herhangi bir Osmanlı kenti gibi, Ankara’da da Müslümanlarla Ermeni, Rum ve Yahudiler bir arada yaşamıştı. Şehirdeki varlıkları MÖ 1. yüzyıla kadar uzanan Yahudiler; Geç Roma ve Bizans boyu burada olmuş, Sultan Murat döneminde Ankara’nın alınmasıyla Osmanlı’ya katılmıştı. Bölgeye taşınan Sefarad Yahudilerinin de katkısıyla şehrin ticaretinde önemli bir yer edinmişler; 19. yüzyılda afet ve salgınlarla sayıları azalsa da 20. yüzyılda diğer gayrimüslim topluluklarla nüfusun yüzde 32’lik kısmını oluşturmuşlardı. Şöyle bir solukluk bakışta bile, Ankara tarihinin mühim bir parçası olduklarını görebiliyoruz sanki. Bu durumda cevap şu: Hep buradalardı!

Mahallenin Osmanlı döneminden kalma haritası

Neler Yapmışlar?

O dönemin haritaları, mahallede farklı ibadethanelerin yan yana var olduklarını gösteriyor. 1861’de haklarında şöyle denmiş: “Mahalleye doğru baktığınız zaman kasvet çökerdi… Bu Yahudiler içine kapanık yaşar, yabancılara güvenmezlerdi.” Bunun sebebi yukarıda bahsedilen salgın ve afet durumu. Bugün kaybolmuş çerçici esnaflığı, attârlık, tenekeci esnaflığı, billûrculuk, yaymacılık ve duhâncı esnaflığı gibi çeşitli işlerle meşgul olan Yahudiler; 1916’da kentin en güzel mahallelerini yok eden yangından etkilenmişlerdi.

Tarihi Şengül Hamamı mahalledeki en bakımlı yapı

Erken Cumhuriyet yıllarında Yahudi Mahallesi varlığını sürdürür. Şalom Gazetesi’nde, mahallenin modern zamanlarını anlatan bir yazı şöyle diyor: Bütün kapıların açık olduğu bir mahalle… Hanuka’da Sinagog’da toplanıp hazırlanan piyesleri seyreden mahalleli… Evlerden yükselen müzik sesleri… ve İstanbul’da olmayan bir samimiyet.

Çay içmek isteyen? Mahalle etrafında pek az ticari işletme bulunuyor. Bir Pazar günü giderseniz bir şişe su bulmakta bile zorlanabilirsiniz.

Şimdi Neredeler?

Şehrin genişlemesiyle Yahudiler de faklı yaşam alanlarına gitmeye başladılar. İkinci Dünya Savaşı sonrası İsrail Devleti’nin kurulmasıyla oraya göç başlıyor. Gayrimüslimlerden alınan Varlık Vergisi ekonomik olarak zora girmelerine neden oluyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında vatandaşlık bilinci yaratmak için yapılan uygulamaların (kimilerine göre) tektipleştiriciliği Yahudi Mahallesi’nin kaybolmasına neden oluyor. Bugün mahallede Yahudiler yaşamıyor. Hatta mahallenin bu şekilde anıldığı bile bilinmiyor.

Mahallede Yahudilerden kalan tek iz, Sinagog demirlerindeki yıldız

Yahudi Mahallesi

Kızılay’dan yarım saatlik bir yürüyüş sonrası Yahudi Mahallesi’ndeyiz. Akıllı haritaya yazdığımız anahtar kelime “Sinagog” – çünkü mahalle bu şekilde tanımlı değil. Sinagogun teknik açıdan kapalı olduğunu biliyorduk, ancak fiziksel olarak da kapalı olduğunu görmek şaşırttı. Orijinal duvarların üzerine, en az onlar kadar uzun beyaz duvar örülmüş, onun üzerine demir parmaklıklar, en tepedeyse dikenli teller. Yakından görüntü alınamayacağı belli olunca, yüksek bir yer aramaya başlıyoruz. Sinagogun arkasında bir iş hanı görünüyor. Üçüncü kattan pek de sağlam olmayan bir yangın merdivenine çıkıp, birinci katın terasına ulaşıyoruz. Sinagogun bahçesi çok az da olsa görülebiliyor buradan. Kapının ardında ahşap bir geçiş bölgesi var, genişçe bir avluyla kapıyı bağlıyor. Sinagogun duvarında bir de polis noktası var, orası da terk edilmiş. Bu yükseklikten ilk fark edilen, mahallenin ne kadar harap bir halde olduğu. Kimi yapılar kendiliğinden yıkılmaya başlamış. Ciddi güvenlik riski oluşturuyor. Üstelik bu yıkık dökük evlerin içinde oturanlar var. Sinagogun arkasında ahşap minareli küçük bir camii görünüyor. Tarihi Şengül Hamamı ise tam çaprazında. Hamamın restore edilmiş çatısı, mahallenin geri kalanıyla tuhaf bir tezat içinde. Sanki “Nasıl olabilirdi?” sorusunu yanıtlar gibi…

Aynı tehlikeli – ve pek de yasal olmadığını düşündüğüm – yolu takip ederek tekrar sinagogun yanına geliyoruz. Tam karşıda muazzam iki ev var. Her ikisi de üç katlı, cumbalı evler. Birinin balkonunda bir anne ve kızı, ipe biber diziyor. Diğerininse hali içler acısı. Kapıdaki demir parmaklık, zincirlerle kapatılmış. Parmaklıkların arasından içeri girmek mümkün, ancak yan evin camından meraklı gözlerle bizi izleyen anne-kızı rahatsız etmemek için sadece seyretmekle yetiniyoruz. Kırık camların arasından evin antresinin şık tavanı görünüyor.

Sinagogun karşısındaki muhteşem evler

Gözlerimi alamadığım sahipsiz evin ismi Hayim Albukrek Konutu. Meraklı anne ve kızın eviyse Araf Konutu olarak geçiyor. Mahallede yürümeye başlıyoruz. Kilit taşı sokaklar dar, araç girmesi çok zor. Ancak kırmızı bir kamyonet biz oradayken iki kere önümüzden geçiyor. Kapılar hala açık, aralıklardan avluların aydınlığı dışarıya vuruyor. Bir üst sokaktaki lisenin etkisi olsa gerek, duvar yazıları hayli yaratıcı. Mahallenin en hareketli yeriyse, turiste alışkın Şengün Hamamı.

Yahudi Mahallesi Sinagogu

Mahallenin bende bıraktığı his üzüntü oldu. Güzelim evlerin bakımsızlıktan yana yattığını görmek; sinagogun bırakın içerisine girmek, bahçesine bile göz atamamak… Şehrin ortasında, ama sanki yokmuş gibi, kendi haline terk edilmiş bir alan. Sanırım biraz da endişe var içinde. Bu tarih her gün bir tuğlayla yere düşüp parçalanıyor.

Mahalledeki evler kendiliğinden yıkılmaya başlamış

Ne Olacak?

Yahudi Mahallesi, Ankara tarihinin önemli parçalarından biri. Öyle olmasaydı bile,  şehrin kalbinde bir yer olarak bu şekilde kalmayı hak etmiyor. Uzmanların ve karar alıcıların desteği ile mahallenin şimdiki sakinleri, mülk sahipleri, hatta Türkiye’deki Yahudi toplumu bir araya gelip, burayı tarihin yaşadığı, geçmişin içinde yürünebilen bir yer haline getirebilir. O zaman belki başka bir baba, kızıyla bu mahallenin önünde uzanıp giden yolu takip ederken, sağa dönüp içinde bir tura çıkabilir.

Ankara’nın Yahudi Mahallesı

Kaynakça:

“Ankara İstiklal (Yahudi) Mahallesi: Tarihi, Dokusu Ve Konutları” – Deniz Avcı Hosanlı  A. Güliz Bilgin Altınöz – TÜBA-KED 14/2016
“Ankara Yahudileri”
“Ankara’daki Yahudi Mahallesi Hamamönü Gibi Olmamalı”

Fotoğraflar: Doğukan Cihanbeyoğlu


This article is available in English! Click here to take a look.

Jeyan İdil Aslan
Berlin'de bir Angaralı >< Angara girl in Berlin world

    6 Comments

    1. vah vah

    2. merak uyandırıcı

    3. 750 Bin Türk Lirası bedel ile satışa sunulmuş. Albukrek konutu.

      https://www.sahibinden.com/ilan/emlak-konut-satilik-kalede-tarihi-bina-510704907/detay

    4. Bu mahalle ile ilgili Enver arcak tarafından yapılmış bir belgeseli var
      Hermana

    5. İlginç yazı için teşekkürler. Sinagog demirlerinde ay yıldız görüyorum. Yahudi yıldızı görmedim.

    6. sen ay goruyorsun, bajis acini degistir, bana dun bir adam 79 yasinda imis, arabasini tamir icin getirdi, uzatmiyim alet dolanimda turkye yazili nazar boncugunu gorunce bizlere donup burda hanginiz turk diyo sordu, bizde hepimiz turkuz dedik, ben ankaraliyim dedi, bizde dogal olarak ingilizce hayir sen turk degilsin dedik, adam hayir ben turk, ankaraliyim, yahudiyim dedi, 3/12/2019 mart 13, o yuzdende yahudi mahallesi ankara diye googlle yaptim bu icerik cikti, Adam la en ac iki saat sohbett ettik, hic benim gordugum tanistihim yahudilere benzemiyordu, fiziksel olarak bahsetmiyorum, cana yakinlik hos sohbet, tavirlarindan, dedesinin ankarali oldugunu babasininda 9 yasina kadar ankarada buyudugunu, kendisininde 79 yasinda oldugunu (adam 60 yasinda gibi duruyordu hatta biraz sasirdik ve avukat ingilizcesindede gram aksan yoktu)soyledi ,dedesinin anlatigina gore o yillarda askere alinmis, hicbir egitim gormeden aline tufek verilmis sordugundada, dusman gorursen dogrult tetigi cek demisler, ve trene bindirmisler savas gonderilmis, asker olmak istememis iki arkadasiyla birlikte trenden atlayip kacmislar, bir sekilde amerikaya gelmis, sonrada ailesini amerikaya getirmis yani babasi annesi ve kardeslerini, bir kac yil oncede turkiyeye esigle beraber gittigini, babsinin gogdugu evi gidip gordugunu resinmlerini cektigini anlatti, hatta evde almanlar yasiyormus oyle dedi, ben New jersey eyaletinde 1999 yilindan buyana yasayan biriyim, bunun gibi gercek uc hikayeyi birebir sahislardan dinledim, biri yunan, biri ermeni, biride bu yahudi, yunanlinin hikayesi tam bir hikaye film lere konu olacak cinsten, karadeniz ordu ve giresun arasinda yatmis diye bir koyden geliyor ama uzun hikaye, ermeni de kayseri den, o da cok farkli idi turkce konustugumu duymustu ikl geldigim yil olmustu, sen turmusun turkce olarak ve bizim karadeniz aksanina yakin bir turkce ile, adam sanki 40 yillik akrabasini gormus gibiydi ve gozleri doldu ben ermeniyim kayseriliyiz dedi ve anlatmaya basladi cok sasirmistim , yunanlilar icin oyle cok kotu seyler duymamistim , ama ermeniler icin malum cok sey duyduk ve yakin tarihtede olanlari herkez biliyor, ama o haci sakalli amcanin hali davranisi cok duyguluydu, baska ermenilerde gordum, hic o adam gibi degildiler ve turkum deyince hep iki adim arkaya gittiler, sunu anladim kim Anadolu topragindan geliyorsa hakketten insanlik olarak farkli diger insanlardan, bizim gibiler

    Bir Cevap Yazın