Ahh! Bitti bile hafta yaa.. Belki benden değil ama hadi yine iyisiniz kahveden kurtuluyorsunuz bir süre.. Var mı aramızda Cumartesi’den kalanlar veya güzel bir Pazar kahvaltısıyla güne başlayıp akabinde yemek üstü keyfisi yapmak isteyenler ya da huzurlu ve sakin bir gün batımına doğru yol almak isteyenler? Son durağımız neresi mi? Bugün henüz çiçeği burnunda 1.5 aylık bir yaz çocuğu olan, ciciş, samimi, tarih kokan ve Hamamönü’nü güzelleştirengillerden Mavi Kapı Coffee Haus’dayız.
Kendileri, Hamamönü’nün şimdilik ilk ve tek yeni nesil kahvecisi ve meşhur Coffee Haus kahvelerinin sıcacık, minnoş ve tek işletmesi dedikten sonra “Coffee Haus’u” birazcık daha derinleştirelim bakalım. İsim bazlı olarak 1992’den beri Türkiye’deler (İzmir) ve mükemmel kahveyi bulmak için sürekli tecrübe edip, tadıyor ve yaratıyorlar. Tecrübelerine dayanarak, dünyanın dört bir yanından özenle seçilmiş 25 civarı kahve çeşidini yeşil çekirdekten alıp en iyi haliyle bizlere sunuyorlar. 2010 yılından itibaren de şu an ki yeni ekip (Ankara) devralıp çalışmalara daha da hız vermişler ve artık tecrübeleriyle kahvelerini birleştirip Ankara’da iyi bir kahve kültürü oluşturmayı amaç edinmişler. Bu sayede de Mavi Kapı ortaya çıkmış.
Peki neden Mavi Kapı ve Hamamönü? Hamamönü tercihi, eski Ankara dokusunu, oradaki havayı ve atmosferi seviyor olmalarından kaynaklanıyor. İsim olayına gelecek olursak da tebessümlü bir hikayeleri var diyebiliriz. Mekanla anlaşıp işe koyulmaya başladıklarında içeride eski bir mavi kapı varmış ve Ryan’ın (Şirket ortaklarından ve mekanda emeği en çok olan kişi) değişik kapılara olan bir ilgisi varmış. Bu nedenle içerideki o eski kapının anısına “Mavi Kapı” olmasına karar vermişler.
Evet geldik şimdi uçsuz bucaksız bir alana.. Kahve çekirdeklerine.. Kendileri bir kahve tedarikçisi olunca tabi ister istemez liste çok uzun. Öncelikli olarak bölgesel kahvelere bakacak olursak; Kafeinsiz Kolombiya, Yirgacheffe, Kenya AA, Santa Rosa, Brezilya Santos, Sumatra, Supremo, Malabar AA ve PNG Sigri sizleri bekliyor. Eğer iyi bir kahve severseniz okurken bile ağzınız sulanıyor diyebiliriz ama değilseniz yorulduğunuza eminiz.. Peki bitti mi? Tabi ki hayır! Bununla birlikte tecrübelerine dayanarak oluşturdukları efsane karışımları var. Espresso, Volkan, Haus, Latin, Museum ve Funky Ryan Blend gibi .. Yerine göre doğru blend kullanımını iyi biliyorlar.
Ayrıca aromalı ve baharatlı kahve seçenekleri de mevcut. Bunların dışında yurt dışında daha çok yaygın olan ve şuan için bildiğim kadarıyla Ankara’da tek olan “Angelina’ları” (soda bazlı) tek kelimeyle efsane. Benim gibi çok fazla soğuk kahveyle aranız yoksa şayet şiddetle öneriyorum. Zorlandığınız kısımda ise deneyimli baristaları Doğuhan Bey’e kendinizi teslim edin diyoruz. Son olarak unutmadan mekanda şurup mevcut değil ve süt ile şeker ise isteğe bağlı veriliyor.
İçimizde “galiba kahveden başka bir şey yok” diyenler varmış anladığım kadarıyla? Öncelikle belirtelim uzun yıllardır sektörün içerisinde oldukları ve iyi bir kahve kültürü oluşturmayı amaçladıklarından dolayı çay ve herhangi bir türevi yok. Bu dik duruşlarına da devam edeceklerine eminiz. Eee biz ölelim mi? Kahve sevmiyorsak ne olacak peki? diyenler üzülmesin yaz aylarının da vazgeçilmezlerinden olan Mavi Kapı’nın el yapımı limonatası yardımınıza yetişiyor. Atıştırmalık bir şeyler arayanlar için ise sürekli değişen yine ev yapımı, birbirinden lezzetli kekler sizleri bekliyor olacak. Bu arada söylemeyi unuttuk su bedava! Evet yanlış duymadınız. İstediğiniz kadar içiyorsunuz ve herhangi bir hesap ödemiyorsunuz.
Gelelim diğer detaylara.. Öncelikli olarak mekanın bütün oluşum sürecinde Ryan’ın emeği en çok diyebiliriz. Dizayn konusunda Amerikalı bir iç mimar arkadaşıyla kolları sıvayıp koyulmuşlar işlere ve sonuç olarak Hamamönü’nün dokusunu bozmadan çok ciciş bir iş çıkmış ortaya. İç mekan, barlar ve sergi resimleri görülesi..
Bununla birlikte “sergi resimleri” demişken açılışından kısa bir süre sonra ilk resim sergilerini düzenlemişler ve ilerleyen zamanlarda ise bir fotoğraf sergisi kapıda diyebiliriz. Sanatsal şeylere önem veriyorlar. Bunun dışında dönem dönem “speaking club” etkinlikleri de yapılıyormuş ve ayrıca normal zamanda da yabancı misafirleri oldukça fazla olan bir kahveci.
Hepsinden farklı olarak ise mültecilere yönelik de bir çalışmaları var. Mültecilerin, kendi el yapımları olan hepsi birbirinden güzel ve farklı çanta, cüzdan, kalemlik gibi eşyaları onlar için satıyorlar.
Kendileriyle henüz tanışma fırsatı bulamadıysanız ne yapın biliyor musunuz? Mesela Cumartesi’den kalma değilseniz alın eşinizi, çocuğunuzu, dostunuzu gidin önce güzel bir Hamamönü kahvaltısına. Üstüne yapıştırın bir Mavi Kapı keyfisi veya yolunuz düştüğü bir gün alın kitabınızı, kahvenizi yudumlarken tarihin kokusunu çekin içinize.. Bunu da mı beğenmediniz? O zaman eski Ankara dokularına karşı kahve kokusu eşliğinde gün batımıyla ihya olun.
Biz Lavarla’nın yine veda vakti gelmişken sanırsam galiba küçük bir veda konuşmasını da hak ettim. Keşke hepimizin gönüllülük üzerine çalıştığını, tek amacımızın Ankara’yı güzelleştirmek olduğunu unutmasak.. Keşke yapıcı olsak veya fikirlerle gelsek.. Keşke birileri de benim için her şeyi toparlasa ve ben de oturup okusam büyük bir zevkle ve gitsem keyifli keyifli tadını çıkarsam.. Sistemin üyesi olmak zor iştir ama.. Bu arada unutmadan bir teklifimiz var sizlere. Gelin bizimle birkaç saatinizi paylaşın ve yakından görün neler ve nasıl yapıyormuşuz. Kendiniz için bir şeyler yapıp anların tadını çıkarabildiğiniz, mutlu, tebessümlü, kendiniz gibi güzel günlere..
Eylül’e kadar mekanlarda ve yazılarda buluşmak dileğiyle.. Esen kalın!
İletişim Bilgileri :
Adres: Hamamarkası Sokak No:21 Hamamönü / ALTINDAĞ
Telefon: 0541 415 77 93
Facebook
Instagram