Geldi işte!
Bozkırlar ilk sıcaklarda yeşil ağırlıklı renklenir, sonra git gide sarı ağırlıklı canlı ve zengin renklerini kaybetmeye yüz tutar.
Biliyor muyuz?
Bozkırın zenginliğini bilir miyiz?
Sanırım pek bilmeyiz.
İşte, çoğumuzun pek sevdiği bir şarkıdan:
Çiçek nedir görmeden bozkırlara çıkmışsan,
Desene ki Güzelim, sen hiç yaşamamışsın!
Of!
Bozkıra nasıl büyük haksızlık ama!
Oysa bozkırlar, çiçeklerde tür çeşitliliği açısından öylesine zenginler ki!
Bozkırlar bahara, sıcaklara hazırlık yaparken ıssız görünür aslında.
Şarkıda işlenen, bu hazırlık sürecine dayalı bir değerlendirmedir aslında.
Oysa!
Örneğin Ankara da bir bozkır kenti.
Tür çeşitliliği açışından Türkiye’nin önde gelen illerinden.
Ankara endemikleri, uzun süredir ilgi alanımda. Pandemiye kadar Sevgili Prof. Dr. Mecit Vural ile konferanslar veriyorduk. Sadece Ankara’da yetişenlerini konuşuyor, izleyenlere görsel şölen sunuyorduk.
İşte!
İstedim ki bu kez Ankara’nın adıyla anılan çiçekleri anayım.
Bilgileri de fotoğrafların çoğunu da aldığım güzel dostlar, Prof.Dr. Mecit Vural ve Uzm. Tuğrul Körüklü’ye selam ve sevgiyle.
Andığımız çiçeklerin hepsinin adında Ankara var.
En son!
Bu 12 çiçeğe geçtiğimiz aylarda bir yenisi geldi!
Ankara şöleni.
Bir soğan.
Çok çiçekli.
Tepal denilen çiçekleri, 4-5 milimetrelik boylarıyla yani oldukça uzun olmasıyla dikkati çekici.
Bu özellikleri onu diğerlerinden ayırıyor.
Nallıhan, Davutlar Köyü berisinde, Nallıhan Kuş Cenneti’ne varmadan, jipsli bir tepede 600-625 metrede. Prof.Dr. Şinasi Yıldırımlı buldu.
Adını siz koyun dedi!
Heyecan verici bir davet almıştım, Sevgili Şinasi Hocama minnettarım.
ARTANKARA, bir sanat şöleni öncesindeydik, adı Ankara şöleni olsun dedik, Türkçe adı ilk kez bu sanat şöleninde, bir Ankara tanıtım filmi içinde duyuruldu.
Keşfedin!
Her biri Ankara adıyla anılıyor.
Memleket zengin, umuyorum, en azından bundan sonra, değerlerinin kıymeti bilinir.
Bu nadir güzellikleri keşfetmeniz, en güzel fotoğraflarını çekmeniz dileklerimle.