Geçtiğimiz hafta başı Hacettepe Beytepeliler gözlerini kötü bir güne açtı. Sabahın ilk ışıklarıyla derslerine doğru yol alan öğrenciler, panolara sabitlenmiş ilanı görünce kalplerini üzüntü sardı. Beytepe kampüsünün bıcırık yavrusu Tomris kayıptı.
Aslında sabah poğaçalarımızı alırken, dostlarını karşılayıp günün ilk merhabasını bağışlayan Tomris’i görmeyince, bir şeyler olduğunu anlamalıydık. Gün boyunca Fısıltı Gazetesi işledi. Aklına en kötüsünü getirenler, düşünmek bile istemedikleri teorilere kulaklarını kapatanlara karıştı. Kampüsün diğer kıymetlileri (aynı zamanda Tomris’in saz arkadaşları) kuyruk kuyruğa göz yaşı döküp dostlarını aradılar.
Gün sonuna doğru beklenen umut ışığı belirdi. İlanları gören bir “dost-sever” yetkili arkadaşlara ulaşıp, Tomris’i önceki gün kampüs yolunda gördüğünü, trafikten korumak için alıp Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsüne götürdüğünü söyledi. Oraya gidildiğinde güvenlik görevlileri tanıdık olmadığı için kampüs dışına çıkardıklarını söylemişler. İki gün boyunca Cebeci’den Tuzluçayır’a, Kırkkonaklar’dan Sıhhiye’ye kadar yürüyerek her yeri aramış arkadaşlarımız, ilanlar asmışlar. Güzel haber geldi sonunda. Tomris bulundu.
Böylece herkes derin bir oh çekti.
Bu üç günlük korku tek bir his için yaşandı: Sevgi. Menfaatsizce, saf ve temiz hislerle. Bütün üniversite dini, dili, ırkı ve seçimleri fark etmeksizin herkes aynı şeyi diledi. Dostlarını geri getirmek istediler. İstedik. Üç yıldır süründüğüm okul bir anda hiç görünmediği kadar güzel ve sevgi dolu göründü gözüme.
Bu arada bahsetmek istediğim bir aile var ki onlarca insandan ve küçük dostlarından oluşuyor. Kampüs içerisinde ve sokaklarda küçük dostlarına yardım ediyorlar. Hacettepeli hayvanseverler tarafından kurulmuş bir topluluk olan Hacettepe Haydok (Hayvan Hakları ve Doğayı Koruma Topluluğu) 2010 yılından beri çalışmalarını sürdürüyor.
Bütün üyeleri öğrencilerden oluşan Haydok, kısıtlı imkanlarıyla elde ettikleri gelirler ile de hayvanların aşılama, kısırlaştırma gibi ihtiyaçlarını yerine getirip onları sahiplendiriyorlar. Sadece Tomris için değil her köpek için de aynı ilgi ve alakayı gösterdiklerine emin olabilirsiniz. Onlara teşekkürü borç biliriz efenim.
Konuya dönersek olaydan birkaç gün sonra topladığı yemekleri alıp kampüsü adımlayarak, her köşe başına mama bırakan tatlı teyzemiz Tomris’i görüp sarılınca, aklıma Odtü’nün lider kedisi Pakize ve Ankara Hukuk’un mütemmim cüzü Murat Amca’nın beslediği dostları geldi. Velhasıl her şeyi anladım.
Evet, belki Ankara ülkenin olduğu gibi soğukluğun da başkenti. Basit ve gri dediğiniz (!) şehrin insanlarının kalpleri ise her zaman (tam da Ankara’ya uygun şekilde) yazdan kalma bir pazar günü yaşıyor.
Haydok ile ilgili daha fazla bilgi için : Twitter / Instagram / Facebook