|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
“Darkness cannot drive out darkness: only light can do that. Hate cannot drive out hate: only love can do that.”
― Martin Luther King Jr., A Testament of Hope: The Essential Writings and Speeches
Ülke gündemi bu denli karanlıkken tiyatro odağında bir yazı yazmak oldukça güç. Ancak Devlet Tiyatroları’nın (DT) kırılma anlarından biri olarak düşündüğüm yeni bir gelişmeyi “1. Kategorinin İcadı” adlı bu yazıda kaleme alarak tartışmak istedim.
DT uzun yıllardır kullandığı kategori sistemini değiştirdi. Önceden “Salon” ve “Balkon” olarak ikiye ayırdığı ve bu iki kategorideki biletler için “Tam Bilet” ve “İndirimli Bilet” türlerinde satış gerçekleştirdiği sisteme 1. Kategori’yi ekleyerek yeni bir düzenlemeye gitti. DT 2 Nisan itibarıyla; 1. Kategori, 2. Kategori ve Balkon olmak üzere 3 kategoride Tam Bilet ve İndirimli bilet olacak şekilde 6 farklı fiyatlamayla bilet satışlarını gerçekleştirecek.
4 farklı fiyat varken neydi, 6 farklı fiyat varken ne oldu?
Ankara’da geçtiğimiz sezon uygulanan ve nisan itibarıyla muhatap olacağımız fiyatları aşağıdaki tabloda paylaşıyorum.
| Bilet Kategorileri | 2024/2025 | Nisan 2025 ve sonrası |
| 1.Kategori tam bilet | – | 450₺ |
| 1.Kategori indirimli bilet | – | 330₺ |
| 2.Kategori tam bilet | 115₺ | 200₺ |
| 2.Kategori indirimli bilet | 85₺ | 145₺ |
| Balon tam bilet | 70₺ | 120₺ |
| Balkon indirimli bilet | 45₺ | 80₺ |
Pahalı olmak bir yana ucuz olan ve bizi ucuz olmasına alıştıran bir DT varken 1. Kategori’nin icadı pek çok tiyatroseveri üzmüş, sinirlendirmiş hatta belki bir süre için küstürmüş dahi olabilir. Seyirciler elbette haklılar, 1 Nisan’da en ön sıra 115₺ iken 2 Nisan’da 450₺ olan aynı koltuk yüzde 391’lik bir artışla satılmış olacak ve ne yazık ki hiç kimsenin cüzdanında bu denli bir gelişme yok.
Burada konuyu köpürtmeden 1. Kategorinin kapsamına da değinelim. 1. Kategori altında satılan biletler sadece salon içindeki ilk üç sıra için geçerli kılınmış1. Bir başka deyişle, ilk üç sırada oturmuyorsanız 115₺’den 200₺’ye yani yüzde 73’lük bir artışa katlanacaksınız. Bu artış başlı başına yüksekken 1. Kategori biletlerine küsmek pek tabii anlaşılabilir. Ancak bu konunun başka boyutları olduğunu da görmek gerekiyor. Şimdi onları ele alalım.
DT’nin bilet fiyatları geçmişten bu yana piyasa koşullarının altında ve erişilebilir olmaktan öte kendini değersizleştiren bir noktada kalmıştı. Değersizleşme DT tarafında oyunların prodüksiyon kalitesinin artmasını engelleyen bir unsur olarak görülürken, seyirci tarafında ise oyuna gitmemenin neredeyse bedelsiz olduğu bir duruma zemin oluşturmuştu. Burada bir anımı anlatarak durumun komik olan yanını öne çıkarayım. Yıllar önce kız kardeşim Büşra ile Küçük Tiyatro’da bir oyuna gitmiştim. Biletleri ben aldığım için Büşra’dan da salep ısmarlamasını istemiştim. İki salep iki biletten daha pahalıydı. Bu gülünç durum sanıyorum bugüne kadar benzer şekilde devam etmiştir.
Peki buraya nasıl geldik ona bakalım. Biraz önce bahsettiğim piyasanın altında kalan fiyatlama tutumu ne zaman ve nasıl değişmeye başladı ya da değişti mi?
Yukarıdaki grafikte DT bilet fiyatlarının en ucuz olandan en pahalı olana genellikle yakın seyrettiğini göreceksiniz. Bu denge 2023/2024 yılına kadar korunmuş, bilet fiyatları genellikle sezon başında ve tüm sezonu kapsayacak şekilde düzenlenmişti. Pandemi döneminin ekonomik yükü ve boş geçen sezondan sonra Mart 2021’de bir ara zam yapılmıştı. Sonrasında yine sezonluk artışlarla süreç devam etti, ta ki Nisan 2025’e kadar.
Bugün 1. Kategori icat edilmese ve tam bilet 200₺ olarak satışta sunulsa sanıyorum kimse bu tutarı yüksek bulmayacaktı. Ankara ekiplerinin sahnelediği oyunların 400₺ ortalamalarında, turne oyunlarınınsa 800₺ ve üzerinde açtığı perdeler için 200₺’lik DT bilet fiyatı yine oldukça ucuz kalacaktı. 1. Kategorinin icadı bunu bir nebze değiştirse de ucuz kalma hali yine devam edecek gibi duruyor. Her sahne için bakma şansım olmadı ancak Küçük Tiyatro örneğinde 1. Kategori altında satılabilecek koltuk sayısı 61 (%13) iken koltuk kapasitesinin 467 (%100) olduğu görülüyor. Bu örnekten hareketle, 1. Kategori altında satılan biletlerin yaklaşık bu oranlarda olacağını düşünebiliriz. Buradan hareketle DT bilet fiyatlarının ağırlıklı ortalamada yine genel ortalamanın altında kalacağını görmek mümkün.
Ankara gibi DT’nin ana akımı oluşturduğu şehirlerde bilet fiyatlarının oldukça erişilebilir olması seyirci nezdinde olumlu bir şey olsa da ekosistem düzeyinde düşündüğümüzde alternatif tiyatroların varlıklarını korumalarını zorlaştıran bir unsur. Küçülen ekonomi içinde insanların daha çok eleme yaptığı, yeni olana daha az toleransı olduğu bu günlerde konfora alışkın Ankara seyircisi -ki bununla suçlanamazlar- DT yerine daha pahalı olan alternatif tiyatroları seçmekte bir motivasyon bulamıyorlarsa bunun nedeni DT’nin sunduğu değer önerisi2nin rekabetsiz olmasındandır.
Kamu kaynakları ile üretilen sanata baktığımızda, bu kadar uğraşılmış bir şeyi bu kadar ucuza bulmak herhangi bir seyirci için kolay kolay vazgeçilebilir bir şey değil. Dolayısıyla alternatif tiyatroların kamu ile fiyat düzeyinde rekabet etmeleri güç. Ancak üretim şekli, kendine has üslup ve farklı seslerle başka hikayeler anlatma kabiliyeti, alternatif tiyatroların güçlü olduğu alanlar. Buraya odaklanan ve kendi dilini talebe dönüştüren tiyatrolar mevcut, onları bulup izlerini takip etmekte fayda var diye düşünüyorum.
Son birkaç söz. Geçmiş bilet fiyatlarına bakmak isteyenler için buraya bir tablo bırakıyorum. Ayrıca daha önce yine Lavarla’da yazdığım “Yeni Sezonda Tiyatro Bilet Fiyatlarına Kısa Bir Bakış” yazısını da tavsiye edebilirim. Bu yazı üzerine görüşlerinizi iletmek isterseniz bana kendi web sitem üzerinden ulaşabilirsiniz.
Zam oranlarını gündeme almadığımız başka yazılarda görüşmek üzere.
- Kategori hakkında Devlet Tiyatroları henüz bir açıklama yapmadı ve biletinial.com üzerinden görüldüğü üzere ilk üç sıradaki koltuklar 1. Kategori olarak satılmaktadır.
- Değer önerisi: Bir şirketin, müşterilerinin ürünlerini satın almayı seçmeleri durumunda onlara sunmayı vaat ettiği değer.



















