Metin Yurdanur.
Heykeltıraş.
Yurt içi ve dışında harika eserlere imza atan…
Memleketi Sivrihisar’da dünyada eşi olmayan, açık hava heykeller müzesini kuran. Hatta örnekleri içinde en büyüğü. Dağ, taş heykel, anıt dolu. Görmediyseniz, gidince ve görünce,
“Hakikaten doğruymuş!” diyeceksiniz.
Yurdanur’un bir özelliği de Ankara’ya en çok heykel-anıt diken olması. Hep
“Yok canım!” diyerek tevazu gösterir.
Rakamlar ortada, son saydığımda, sadece Ankara’daki eserlerinin sayısı 30
taneydi.
Her biri özel ve güzel.
En büyüğü, malum, Eller. Abdi İpekçi Parkı’ndaki. Gökyüzüne açılmış iki el. İlk diktiklerinden. Betondan. Yaparken ne zorlanmış. Her gün sulaması gerekmiş. Yoksa dökülüp gidecek. Bir sabah uyanmış, sulamaya gidememiş. O sabah 12 Eylül sabahıymış, çok endişe etmiş.
Onunla birlikte Ankara’ya kazandırdığı diğer heykelse Miras. Ulus’taki istasyonun önünde. Kimera’ya (Hitit aslanı) binmiş Nasrettin Hoca ama ters binmiş. Yurdanur’un, Anadolu’nun bizden önceki kadim uygarlığıyla, bizim getirdiğimiz değeri, üst üste bindirdiği eser.
Büyük Yürüyüş
Bir de Olgunlar Sokağın Atatürk Bulvarı’na çıktığı noktadaki Madenci Heykeli. Bugünkü konumuz. Yapılışı 1990’lara gidiyor.
Memleketin gördüğü şehirlerarası en büyük protesto yürüyüşünün hemen ardından yerini almış.
100 bin işçi,
“Hakkımızı isteriz!” der.
Dönemin hükümeti istenilenin yarısını teklif eder.
Zonguldak’tan Ankara’ya gitme kararı alınır.
Tüm maden işçileri, çoluk, çocuk.
Arabalar beklenirken haber gelir, arabalar durdurulmuş.
Sendika başkanı çıkar balkona, “Var mısınız yürümeye?”
Kalabalık hep birden,
“Ölüm olsa sonumuz, Ankara’dır yolumuz!”
100 bin kişiden biri dönmez mi?
Dönmez!
Hem de ailece.
Memleketin o güne dek görmediği büyüklükte bir Zonguldak-Ankara yürüyüşü başlar.
Bıraksalar kim bilir ne zorluklarla yürüyecek onca insan.
Durdurulurlar.
Madenci Heykeli
Yurdanur, Madenci Heykeli’ni yapar.
“100 bin işçi Ankara’ya sokulmadı ama 1992’den bu yana Ankara’da o işçi, gericiliğe, kötülüğe karşı haklarını savunmak için kazmasını sallıyor” der.
Nedendir bilinmez, benim saydığım kadarıyla iki kez önündeki camlar kırıldı!
Bir seferinde camı çatlamış görmüştüm, sonra sadece çerçeve kalmıştı.
İşçinin hakkı yenmesin, işçinin sembolü bir heykelin camları da kırılmasın-yazık!
Memleket heykel konusunda vukuatlı.
Heykelin bir eşi Kozlu’da. Heykelin oradaki malzemesi kömür. Ankara’da önünde cam varken, burada ayakları altında gerçek kömür kullanılmış.
Yurdanur’un işçi heykelleri
Yurdanur’un işçi temalı son heykeli Batman’da açıldı. Petrol işçileri.
Bir de madenciler serisi var:
Unutmadan! TBMM’nin hemen karşısındaki TESK Genel Merkezi’nin önünde de harika bir anıtı var. At üzerindeki Atatürk’ün yanında işçilerle…
Yurdanur’un İşçi heykellerini anıyoruz. Bir de Altın Döken Lidya Emekçisi Heykeli var.
Salihli’de, milattan önce Sart Sart Harabeleri’nde ilk parayı dökenlerin anısına yapılan…
Şimdilerde
Şimdilerde çok ses getirecek eserler, heykeller dizisi üzerinde çalışıyor. Sayamadığım kadar figürlü. Cumhuriyet’in 100. yılına. Sürpriz olsun istedi, bu kadar yazıyorum ama Yurdanur’u da Keçiören’i de kutlamadan geçemiyorum!
Metin Yurdanur Açık Hava Heykel Müzesi’ni de içine alan günübirlik bir tur için Şehirden Kaçış: Metin Yurdanur Açık Hava Heykel Müzesi