2015’in Mart’ında ilk konserini veren Nadas, Ankara’nın dumanı üzerinde ve bir o kadar da dinamik gruplarından biri. Kısa sürede kendi izleyici kitlesini sahne performansları ve tarzlarıyla yakalayan grup; hem Ankaralı ünlü gruplar listesinde yerini alıp hem de yeni çıkacak albümleriyle adından çok söz ettirecek gibi duruyor. İlk singleları Volkan’ı ocakta yayınlayan ve “Biz değişik insanlardan farklıyız” sloganıyla yola çıkan Nadas’ı IF’deki son konserleri öncesi yakaladık; projeleri, Ankara ve müzik üzerine uzun uzun sohbet edip sonrasında da konsere geçtik.
Başlamadan bu adamlar nasıl müzik yapıyor derseniz Volkan’ı buradan röportaj öncesinde dinleyebilirsiniz…
Nadas macerası ne zaman başladı, aileyi biraz tanıyabilir miyiz?
Fırat AĞACIK: Nadas macerası 2014’ün ikinci yarısında başladı. Öncelikle Haluk Fırat’la okuldan tanışıyoruz. Bir gün evimde kendi kendime yapmış olduğum fikirleri kendisine dinlettim, çok beğendiğini söyledi ve sonunda ikimiz de “acaba?” dedik. Bu aslında “birlikte bir şeyler yapabilir miyiz?” in sorusuydu. Devamında hemen başlamamız gerektiği kararını aldık. Bu sırada sokaktan tanıdığım arkadaşım Doğa’yla (gitar) bu konular hakkında konuşmaya başladım. Demoları dinlediği zaman çok heyecanlandı ve bu oluşumun içinde olmak istediğini belirtti. Olmalıydı da…
Haluk FIRAT: Kesinlikle, devamında Fırat ve Doğa’yla bir araya geldik, Nadas’ın temellerini atmaya başladık. Ardından yakın arkadaşım olan Arda’yla (bass) konuşmaya başladım. Birlikte bir şeyler yapmayı ikimiz de uzun bir süreden beri istiyorduk. Bu çok güzel bir fırsattı bunun için ve devamında Arda memnuniyetle gruba dâhil oldu. Geriye kalan tek eksiğimiz bir klavyeciydi. Çok uzun zamandan beri tanıdığım yakın arkadaşım olan Oğuz’la bir gün laflarken bu konudan bahsettim. Çocukken birlikte stüdyo kiralayıp büyük bir gürültüyle Deftones çalardık, şimdi tekrardan bir araya gelme fikri ikimiz için de mutlu edici oldu ve kadromuzu bu şekilde tamamlamış olduk.
Grubun adı nasıl ortaya çıktı?
Fırat: Karanlık ve verimsiz bir dönemden geçerken neredeyse depresyonun dibine vurmak üzereydim. Her şey kötü gidiyor, kendimi kötü hissediyor ve içten içe kendime zarar veriyordum. Daha sonra babamla birlikte arabayla seyahat ederken babam durumun farkına vardı ve dedi ki: “Oğlum sen nadastasın, biraz sakin ol. Her zaman verimli ve üretken olamazsın veya her zaman mutlu olmazsın. Şimdi biraz zihnini ve ruhunu dinlendir… Gelecekte daha güzel ürünler vereceksin emin ol.” Nadas kelimesi içten içe kulağıma çok güzel geliyordu ve birden “Oha! Baba bu kesinlikle grubun ismi olmalı! Harikasın!” dedim ve elimdeki birkaç demonun başına Nadas ismini koymaya başladım. O zamanlar Haluk Fırat’a dinletiyordum, demoların başındaki “Nadas” kelimesi dikkatini çekti. Durumu anlattıktan sonra çok beğendiğini söyledi. İşte grubumuzun adı buradan geliyor.
İlk singleınız Volkan… Albüm öncesi çatlaklardan sızan ilk duman gibi gelmeye başladı bizlere. Kayıt ve klip süreci nasıl geçti, geri dönüşler nasıl?
Nadas: Albüm öncesi çıkartacağımız ilk singleımız için “Volkan” adlı parçamızı seçtik. Bu single özellikle o dönem bizim için de patlama öncesi çatlaklardan sızan ilk dumanlardı. Albüm kayıtlarını Ankara’da yaptık. Kayıt süreci uzun ve biraz da yorucu geçti fakat artık sonuna geldik. Albüm kayıt süreci devam ederken singleımız için bir klip çekmemiz gerektiğini düşündük ve yola koyulduk… Can Koçak yönetmenliğinde çektik klibi. Hem biz, hem de set ekibi gerek kişisel, gerekse toplu olaylardan sonra büyük bir birikmişlik ve beraberinde gelen patlamayla birlikte sert bir iş çıkarttık ortaya. Bu birikmişlik hissini elbette sadece biz yaşamıyorduk ve doğal olarak dinleyicilerimizden de geri dönüşler bu doğrultuda pozitif oldu. İnsanlarla karşılıklı bu hisleri hissetmek ve geri dönüşleri bu şekilde almak bizler için çok mutlu edici oldu.
“Biz değişik insanlardan farklıyız” sloganıyla yola çıktınız. Peki, bu nasıl bir şey altında nasıl bir felsefe var?
Nadas: Biz değişik insanlardan farklıyız… Bu lafın birçok farklı veya aynı yorumu olabilir, ama nereden bulduğumuzu sorarsanız çoktan unutulmuş bir sokak partisinde, çok değerli dostlarımızdan biri fısıldamıştı bunu o zamanki grup üyelerinin kulağına. Yaz aylarıydı, sıcaktı, biz de değerlendirdik birazcık.
Volkan’ın video klibi… Sisteme ve kitlelerin medya ile ilişkisine göndermeler… Nasıl tasarladınız, kimin fikriydi?
Nadas: Bu güzel bir soru. Nedenine gelecek olursam: “Volkan” aslen bitmek üzere olan bir aşkın parçasıydı. O şekilde yazılmıştı. Buna bir klip çekmek istedik. Can Koçak ve ekibiyle birlikte masaya oturduk. Can’dan gelen fikirler parçanın anlattığı asıl hikâyeden bambaşkaydı. Sistemin yanlışlıklarına karşı olan, sistemi eleştiren bir senaryoydu. Sorunuzu güzelleştiren kısım ise tam olarak bu noktada burada başlıyor. Tek bir parça ve birbirinden bağımsız iki senaryo. Bu durum bizi hem şaşırttı, hem de sevindirdi. Biz de son olarak iki farklı dünyayı bir araya getirmek istedik ve ortaya böyle bir iş çıktı. Sonuç olarak hem Nadas, hem de bireyler olarak dünyaya ve sisteme karşı duruş ve düşüncelerimiz aynıydı. Bu fikri bir aşk parçası üzerinden insanlarda bambaşka bir pencere açabilmek için yaptık.
Biraz da çıkmak üzere olan albümünüz Çivisi Çıkmış’tan bahsedelim, kayıt süreci nasıldı, bizleri neler bekliyor?
Nadas: Bahsettiğim gibi uzun ve yorucu geçen kayıt sürecinin sonunda bizleri bomba gibi, agresif fakat bir o kadar da narin 12 şarkılık bir albüm bekliyor.
Türk müzik piyasasında internetin yerini özellikle genç sanatçılar ve yeni gruplar açısından nasıl görüyorsunuz?
Nadas: Şüphesiz ki birçok açıdan yararlı buluyorum. Artık birçok müzisyen, sanatçı kendi tanıtımını internet üzerinden binlerce-milyonlarca kişiye kolaylıkla ulaştırabiliyor. Bu harika bir şey. Birbirimizden kolaylıkla haberdar olabiliyor, yapmış olduğumuz şeyleri rahatlıkla takip edebiliyoruz. Hayatımıza bu açıdan bir kolaylık ve hız katmış oldu. Eski zamanlarda sıkça uygulanan D.I.Y. yani “Do It Yourself” tanımı şu anda internet üzerinden uygulanmakta. Başkalarına ihtiyaç duymadan rahatlıkla reklam yapabilme, tanınabilme durumu. Fakat dikkat edilmesi gereken noktalardan biri; bu dünyanın bize sunduğu internet kavramıyla birlikte kaçırdığımız en büyük şeylerden birisi ise önceki zamanların samimiyeti ve özverisi oluyor. Daha doğrusu büyük bir kültürü es geçmiş oluyoruz bunca avantajın yanında. Kültürler önemli unutmamak lazım…
Karga’nın sizler için önemli bir yeri var sanırım, çoğu görselinizde bunu görmek mümkün. Neden karga?
Nadas: Hmm… Evet, karganın bizim için önemi büyük. Felsefi bir anlam yüklemeye kalksak muhtemelen bir ömre sığdıramayız karga hakkındaki düşünce ve hislerimizi. Şimdilik sadece çok seviyoruz ve kendimizi onlarla bir gibi hissediyoruz diyelim. Sanırım böylesi daha doğru olur.
Ankara deyince aklınıza gelen ilk kelime nedir?
Doğa: Yuva
Fırat: Samimiyet
Haluk Fırat: Samimiyet
Oğuz: Gri
Benim yetişemediğim Limon Bar zamanında, 90lar Ankara’sı rock müzik piyasasına şuan dinlediğimiz birçok grup ve müzisyeni kazandırdı. Sizce ne oldu da bu süreç yavaşladı, hatta yok olmaya başladı?
Nadas: –Müdavim olmak—Tabii ki de bunun birden fazla nedeni var. Bunlardan bir tanesi şüphesiz ki ülke durum ve meseleleri. Bir diğeri ise internet sorunuzda bahsetmiş olduğum kültür kaybı. Artık müzik marketlerden albüm alınmıyor olması, sokakların renk renk etkinlik afişleriyle süslenmiyor olması, konser izlemek yerine internet sayesinde grubu dinliyor olmak, konser mekânlarının çeşitliliğinin olmamasının müzikteki çeşitliliğin azalması ve insanların canlı performanslara olan ilgisizliği, diğer bir ok tarz gibi gerçekleri olabildikçe haykıran rock müziğin yeterli ilgiyi bulamaması vs. bahsettiğiniz zamanlarda müzik, kültür ve akım aynı CBGB’deki gibi mekânlarda verilen konserlerle doğuyordu.
Günlük hayatınızda kimleri dinlersiniz? Bizlere tanıtmak ya da tavsiye etmek istediğiniz müzisyenler/gruplar var mı?
Doğa: Queens of The Stone Age , Rage Against The Machine, Nasser Shamma, Pink Floyd
Fırat: Black Rebel Motorcycle Club, Tom Waits, Radiohead, The Doors
Haluk Fırat: Pixies, Foo Fighters, Social Distortion, David Bowie
Oğuz: Deftones, Allah-Las , The Sound Defects , Dillon
Lavarla ve Nadas takipçilerine söylemek istedikleriniz var mı?
Nadas: Lavarla ve dinleyicilerimize müzikle kalmalarını ve her zaman müziği hayatlarının içinde tutmalarını söylemek istiyoruz. Çünkü müzik olmadan bize göre hayat olamaz. E tabi buna ek olarak bizi dinlemeleri de hoşumuza gitmez diyemeyiz…
Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz…