Ankara Dijital Kent Arşivi olarak, Ankara’da yapılmış çalışmaları takip etmek ve bu çalışmaları Ankaralılarla buluşturmaya çalışmak, kendimize koyduğumuz hedeflerden yalnızca biri oldu. Bu hedefimizi gerçekleştirirken, yolumuz Sencer Gültuna ile kesişti. Kendisi tam bir Ankara aşığı. Gerçekleştirdiği ve gerçekleştirmeyi düşündüğü projeler tamamıyla Ankara üzerine kurulu. Şu an maddi sebeplerden dolayı devam edemese de Ankara Hatırası röportaj dizileri Ankara’ya gönül vermiş herkesin ilgisini çekebilecek içeriğe sahip, yolu Ankara’dan geçenlerin hikâyelerinin birleştiği görsel bir kütüphane arşividir. Selçuk Dereli, Tayfun Talipoğlu, Hüseyin Kağıt, Nihat Genç ve daha bir çok isimle röportajlara YouTube üzerinde bulunan Ankara Hatırası isimli kanaldan ulaşmanız mümkün. 42 bölüm çekildikten sonra kısa bir ara veren bu projenin, 100 bölüme kadar devam edeceğinin ipucunu veriyor Sencer Gültuna. Maddi imkânsızlıklarla yürütülmüş Ankara Hatırası’nın, sadece konsept değiştirilerek ve sürelerle ilgili yenilikler yapılarak yeniden hayata geçirilmesi için kollar sıvanmış.
Gültuna’ya şu an ara verilen projenin ayrıntılarını sorduğumuzda, Ankara Hatırası için konuk listesinde 400’e yakın ünlü ile görüşüldüğünü ve hepsini çekmek için zamanlama ve teknik uygunluğun olmasının beklendiğini söyledi.
Ankara’da yaşayan bir rap sanatçısı Ankara’yı, “olmazların şehrinde olmayanları oldurmaya çalıştığımız kapalı kutu” olarak tanımlıyor. Cümlelerin sonuna o meşhur “la” belirtecinin eklenmesinin şehir efsanesinden ibaret olmadığı da anlaşılıyor.
Farklı alanlardan farklı kişilerle röportajlar yapmak, beraberinde hep sorulan o klasik soruyu da getirdi: “Peki, hatırladığınız enteresan anekdotlar var mı?”
Çekimlere bakıldığında kimileri Ankara’yı 80’li yıllara girmeden önce siyasetin en güzel yaşandığı yer olarak görüyor. Sağ ve sol kavgalarında merkez olan yerlerden bahsediliyor. 1980 darbesinde, Mamak Cezaevinde yatan Lütfü Şehsuvaroğlu, en güzel siyasi sloganların Ankara’da üretildiğini ve en çok Ankara duvarlarına yansıdığını anlatıyor.
Nihat Genç’e göre; dünyada en güzel sigara içilen yer Ankara’dır. Tuz Gölü’ne yakın olmasından dolayı astım hastalarının bile o dönemlerde Ankara’da yaşamak için göç ettiğini söyler. Nihat Genç o dönemlerde Ankara’da mahallelere güğümlerle su taşındığını anlatıyor. Hatta röportajında Ankara’nın dünden bugüne kadar tarihinden bahsederek, Ankara’nın nasıl daha yaşanabilir şehir olacağına dair tezlerine ortaya koyuyor.
Ankara’yı bilen ve Ankara’nın renklerini gören kimse, Ankara’nın bir gazino-pavyon kültürünün olduğunu da yadsıyamaz. Tayfun Talipoğlu, röportajında bize şöyle söylüyor; “Ankara’da gazino ve pavyonlarda çiçek satıyordum. Daha sonra şarkı söylemeye başladım. Her çeşit insanın geldiği türden yerlerdi. Gazinodaki kadınların aşıkları çoktu. O kadınlar da gelen aşıklarına gazinonun köşesinde bekle derlerdi ve hiç gitmezlerdi,” diyor. Hüdayda türküsüne bakınca, “500 altın yedi bir ayda” sözleriyle aslında Ankara’da yıllardır gelen bir kültürden bahsedilir. Hatta kayıtlarda söylenmese de bugün Ankara’da herkesin bir şekilde “Sarı Tutku”dan haberi var.
Ankara’nın güler yüzlü, acıyı ve yokluğu şöhrete çevirmesini bilen, acılı oyun havalarının bestekârı Hüseyin Kâğıt; “İstanbul’da yaşasam üretemezdim, Ankara’nın ayazını yemek lazım,” diyerek, Ankara’ya olan bağlılığını belirtmiştir.
Başka bir bakış açısıyla yaklaştığınızda röportajın çeşitliliğinin de verdiği güzellikle, yeni nesil Ankara sevdası ve milliyetçiliği bulunmaktadır. Mesela Ankara Hatırası 9.Bölüm konuğu Kadir Köymen, Ankara’dan bir dünya markası çıkartıp, dünyanın her yerine ihracat yapmaktadır. Firmasını dünya çapında yaptığında, İstanbul’a veya Avrupa ülkelerine gitmek yerine, “Bu işi yaşadığım şehirde yapabilirim,” diyerek, gitmek istemiyor. Ankara’nın bu işlere ihtiyacı olduğunu savunuyor.
Ankara’yı bir bilim insanının bakış açısıyla görmek için Savaş Zafer Şahin hocanın olduğu bölümü izlemenizde fayda var. Yaşadığınız şehrin kaybolan derelerini, ormanlarını öğrenebilirsiniz.
Sencer Gültuna, Ankara Hatırası’nın dışında da çok güzel ve değişik projere de imza atmayı planlıyor. Gelecekle ilgili o kadar çok hayali ve yapmayı istediği işler var ki… Yakın bir zamanda anlaşma yapılacak sponsorlarla projelerin başlayacağını belirten Sencer Gültuna, “Ankara konseptiyle hazırlanan bu videolarda, Ankara’nın yetiştirdiği bilim insanları, iş adamları, sanatçıları, futbolcuları, öğrencileri, STK değerleri, akademisyenleri ve Ankara’nın kendine has sokak insanlarının olduğu büyük video kanalı açılacağını” da söyledi.
Asıl işi yazılım mühendisliği olan Sencer Gültuna’nın Ankara’yı proje proje tanıtmayı, anlatmayı başardığını söyleyebiliriz. Kendisine gerçekleştirmek istediği projelerde ve Ankara’yı tanıtmak için üstlendiği bu harika görevde başarılar diliyoruz.
Pınar Demirtaş