Ankara Ayazı: Hayatta Kalma Rehberi
İlkokul sıralarında ”yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı” diye defterlerimize not ederken ne kadar soğuk olabileceğini hiç düşündük mü? Ankaralılar düşünmedi çünkü bizzat yaşayıp iliklerine kadar hissettiler… Ankara’ya sonradan gelenler ise düşündüklerinin ötesinde de üşüyebileceklerini gördüler. Şu sıralar gün batımının ardından iyiden iyiye kendini göstermeye başlayan Ankara ayazı, pek yakında bizi 7-24 etkisi altına alacak. Peki Ankara’nın bu soğuğu ile nasıl başa çıkılır? İşte Ankara ayazı hayatta kalma rehberiniz!
-
Hava durumuna aldanmayın.
Sabah uyandınız, evden çıkmadan önce kıyafet seçimi için muhtemelen hava durumuna bakacaksınız. Kimi zaman hava durumuna bakınca güneş görebilirsiniz, bu asla iyiye işaret değildir. Ankara’nın güneşine güven olmaz, kış güneşidir, ısıtmaz.
-
Kat kat giyinin.
En kalın kazağınızın üstüne kaban giymek yetmez. Mümkünse içimize tişörtten başlayarak kazağa ilerleyelim. Çünkü dışarısı o kadar soğuk ki, gireceğiniz herhangi bir kapalı ortam dışarıdan sıcak olacaktır. Tekrar çıkınca üşümemek için üstümüzdekileri mümkün olduğunca azaltmakta fayda var.
-
İçliğin gücünü hafife almayın.
Özellikle başka şehirlerden Ankara’ya gelenlerin şaşırdığı bir durum olsa da içlik, termal tayt, külotlu çorap vb. çok önemlidir ve olmazsa olmazdır. Deneyin, konforu hissedeceksiniz!
-
Atkınızı iyice sarının.
Küçükken annelerimizin sadece gözlerimiz gözükecek şekilde atkıyı yüzümüze sarışı vardır ki, efsanedir ve tam olarak ihtiyacımız olan şey budur. Başımıza şapkamızı da geçirdik mi tamamdır.
-
Güneş gözlüğünüzü çantanızdan eksik etmeyin.
Güneş gözlüğü takmak güneş ve sıcak beklemez. Kışın göz yaşarmasından kurtulamayanlar iyi bilir. Siz siz olun gözlüğünüzü yanınızda taşıyın, gözyaşlarınız buz kristallerine dönüşmesin.
-
Bir tek dileğim var : Dolmuş erken gelsin yeter!
Ne kadar kalın giyinip içlikle donanmış olsak da, durakta otobüs ya da dolmuş beklerken akan trafiğin de yarattığı rüzgarla bu soğuk yüzümüze tokat gibi çarpar. Yüz felci geçirmemek için dolmuşun bir an önce gelmesini temenni etmekten başka yapacak pek bir şey yok gibi.
-
Arabanız varsa evden daha erken çıkın.
Aradan geçen buz gibi bir gecenin ardından arabanız bir önceki gün bıraktığınız halde olmayacaktır… Arabanın motorunun çalışması ve ısınması muhtemelen biraz zaman alacak, tedbirinizi alın.
-
İyisi mi siz bir kahve için.
Ankara’nın artık neredeyse hemen hemen her yeri butik kahveci, elinize sıcacık kahvenizi alın, o eldiven görevini en güzel şekilde görür.
-
Tadını çıkarın!
Ne kadar üşüsek de, havanın kuruluğundan ellerimiz çatlasa da, burnumuz kıpkırmızı olup gözyaşlarımız donsa da Ankara güzeldir, soğuğuna alışılmasa da mücadele etmek öğrenilir! Kuğulu Park’ın karlar altındaki sakinliği, otobüs beklerken köşedeki amcadan kestane almanın keyfi nasıl kötü olabilir ki?
Unutmayın : Ankara şehriyle ünlü bir soğuktur!
