Başka memleketten gelip de Ankara’da ne yapacağını bir türlü bulamayanlara vereceğim ilk tavsiye Ankara Devlet Tiyatrosu’nun oyunlarına gitmesi olur. Günümüzde tiyatrolar ne yazık ki özele doğru kaymaya başlasa da Ankara Devlet Tiyatrosu’nda o kadar güzel oyunlar var ki, çoğu gittiğim özel oyunla karşılaştırınca ne kadar şanslı olduğumuzu anlıyorum. Henüz Ankara’daki tüm oyunlara gitme fırsatı bulamadım ancak bu yazıda daha önceki sezonlarda gidip de tiyatro bitiminde günlerce etkisinden kurtulamadığım perde kapanmadan -bu sene de temsili olanlardan- bilet almak isteyebileceğiniz ya da belki önümüzdeki sezonda seyredebileceğiniz, birkaç güzel oyundan bahsedeceğim.
1-Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye:
Bana göre Ankara’nın en güzel oyunudur. Eğer edebiyata biraz ilginiz varsa muhakkak gitmenizi tavsiye ederim. Sait Faik Abasıyanık’ın hayatının ve hikayelerinin anlatıldığı bu oyun uzun olmasına rağmen seyirciyi sıkmadan her saniye büyülemeyi başarabiliyor. Gitmeden önce birkaç Abasıyanık öyküsü okursanız, oyundaki cümleleri okuduğunuz hikayelerle eşleştirdiğinizi keşfettikçe daha büyük bir keyif alacaksınız. Oyun bana sanki Burgazada’da Sait Faik’in evindeymişim hissini verdi. Abasıyanık’ın hikayelerinin tiyatral bir dille anlatıldığı bu oyunu defalarca izlesem de doyamam. Oyunlaştıran ismin Savaş Dinçel olması nedeniyle de oyunun her saniyesinde ustayı büyük bir sevgiyle anımsamak mümkün. Oyunda Sait Faik’i Erdinç Doğan o kadar güzel canlandırıyor ki Sait Faik de buralarda bir yerde oyunu izliyor olsaydı, onun da yüzünde tatlı bir tebessüm olacağına emin bir biçimde oyundan ayrılıyoruz; ayaklarımızın altında deniz, kulağımızda martı sesleriyle…
2-Neşe’Dert’Aşk:
Bu oyunu sadece tiyatro kategorisine soksam haksızlık olacak gibi geliyor hep, çünkü gittiğinizde aynı zamanda müthiş bir konsere eşlik edeceksiniz. Neşe’Dert’Aşk; adından da anlaşılacağı üzere Neşet Ertaş’ın hayatının anlatıldığı bir oyun. Oyunda Ertaş’ı 3 farklı erkek oyuncu canlandırıyor. Bu 3 oyuncu arasındaki bağlantı fikrimce biraz kopuk olsa da oyunun modunun düşmesine izin vermeden geçişleri güzel yapmışlar. Ertaş’ı canlandıran oyunculardan birçok Neşet Ertaş türküsü dinleyeceksiniz. Konser tadında bir oyun olması sizi daha da tatmin edecek. Bir kere daha anlayacaksınız ki ‘Neşe dert aşk yazılır Neşet Ertaş okunur!’
3-Rumuz Goncagül:
Oyunda bir anne ve kızın gazete ilanından eş ararken başına gelenler anlatılıyor. Aynı zamanda oyunda birçok dans ve şarkı olduğundan hafif bir müzikal tadı da var. Tiyatrodan eğlenmeyi, gülmeyi bekleyenlerin muhakkak gitmesi gereken bir oyun Rumuz Goncagül. Oyundan o kadar keyif aldığımı hatırlıyorum ki bir daha mı gitsem diye çok düşünmüşlüğüm vardır. Oyunun bitiminde yüzünüzde bir gülümseme, üzerinizde tatlı bir keyif olacağı kesin. Oyuna yapılması gereken övgülerden biri de oyunculukların ne kadar iyi olduğu. Birçok oyunun aksine içerisinde birçok oyuncu barındıran, kalabalık bir sahne ekibi olan oyunda her birinin oyunculuğuna ayrı hayran kalacaksınız.
4-Grönholm Metodu:
Ankara’da gittiğim ilk oyun olması nedeniyle yeri çok ayrıdır, çünkü bende yeniden tiyatroya gitme isteği uyandırmıştı. Grönholm Metodu; içerik olarak zengin, sürekli takipte kalmanız gereken bir oyun. Bir şirketin satış müdürlüğü pozisyonu için bütün elemelerden geçip sona kalan 4 adayın seçimine ilişkin bir oyun izleyeceksiniz. Oyun ekibinde sima olarak çoğumuzun tanıyacağı Cüneyt Mete ve Deniz Gökçe Yersel, Ünsal Coşar, Nur Yazar var. Bulmaca tadındaki bu oyun özgün senaryo konusundaki başarısıyla Ankara Devlet Tiyatrosu’nda farkını ortaya koyuyor. Oyunu izlerken kimin işe alınacağını tahmin etme konusunda kendinizi denemeyi unutmayın!
Elif Nida Şamdan