Cinnah Caddesi’nin meşhur yokuşundan ağır ağır çıkarken sol tarafta her seferinde gözüme çarpan kırmızılı mekan, girişteki tabelasında fes takan genç bir adamı sembolize eden logo ile dikkatimi iyice çekti ve Cafe J’adore ile yolum ilk kez böyle kesişti. Hemen kendime bir cappuccino sipariş ettim ve Cinnah’ın akan trafiğini izlerken, kahve fincanının da üzerinde bulunan logonun anlamını araştırmaya başladım.
Logo, Viyana kahve kültürünün dünyada en önemli temsilcisi olan Julius Meinl markasına ait. Cafe J’adore da Julius Meinl kahvelerini kullanıyor. Türkiye’de cafelerde gün geçtikçe daha fazla kullanılmaya başlanan Julius Meinl, Ankara’da da bir o kadar yaygın aslında. Julius Meinl’in logosunda kırmızı püsküllü bir fes dikkat çekiyor. Peki Viyana asıllı bu kahve markasının logosunda fes ne arıyor?
Viyana’ya kahve ilk kez, 1683 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun kuşatmalarıyla gelmiş. Logonun tasarlanışında fesin kullanılmasındaki amaç Türkler’e ve Türk sultanlarına kahveyi kendileriyle tanıştırdıkları için teşekkürlerini göstermekmiş! Logo ilerleyen yıllarda modernleştirilmiş, genç çocuk figürü değişse de, elinde kahve tutmayı bıraksa da başındaki fes hep sabit kalmış.
Logonun hikayesini öğrendikten sonra keyifle kahvemi içmeye devam ederken, Cafe J’adore hakkında konuştuk sahibi Berna Hanımla. Cafe J’adore, 3.5 senedir Cinnah Caddesi 11 numarada. Bu küçük mekan, Cafe J’adore’dan önce bir çiçekçiye ev sahipliği yapıyormuş. Bu çiçekçi de uzun yıllar boyunca Ulus’ta hizmet vermiş olan Sabuncakis Çiçekçisiymiş. Sabuncakis Çiçekçisi, Ankara’ya şubesini yıllar önce Atatürk’ün isteğiyle açmış! Hem de Ankara Palas’ın tam karşısına.
Bir gün sadece bir kahve içmek için oturup, bu kadar çok şey öğreneceğimi söyleseler hayatta inanmazdım herhalde! Biraz da içeriye göz atayım diye yerimden kalkıyorum, içeride önünde kitap defterler açılı Türkçe çalışan yabancı bir arkadaş grubu görüyorum. Berna Hanım’ın söylediğine göre, Cinnah’taki büyükelçiliklerin sayısının çokluğundan olsa gerek, mekana sık sık yabancı müşteriler geliyormuş. Hatta bizim için yeni olan ama dünya çapında oldukça yaygın Julius Meinl kahvesinin logosunu görmek onları, lezzetli bir kahve içeceklerini bildikleri için, bu şirin mekana getiren etmenlerden biriymiş.
Cafe J’adore, kahvelerini İstanbul Karaköy’deki Karabatak’tan temin ediyormuş. İstediğiniz miktarda çektirip eviniz için de kahve alabilirsiniz. Mekanda oturup kahvenizi yudumlayacaksanız, yanında küçük elmalı pastaların tadına bakmayı unutmayın.
Cafe J’adore’da al-götür kahveler %50 indirimli! Kahvenizi kapıp Seymenler’e ya da Kuğulu Park’a çimlere gitmek de fena fikir değil gibi, ne dersiniz?
Adres: Çankaya Mahallesi, Cinnah Cd. 11/A, 06690 Çankaya / Instagram