17 Ekim Pazartesi akşamı saat 21.00’de ATO Congresium’da “Müsait olan boş yerlere oturabilirsiniz,” anonsu ile salonun arkasından önüne doğru bir insan seli akmaya başlıyor. Herkes onu biraz daha yakından görebilmek için çabalıyor. Salon hayli kalabalık olmasına rağmen kalan tek tük yerler de hızla doluyor. Seyirciler koltuklarına yerleşince on beş dakikalık bir beklemenin ardından alkış temposu eşliğinde beş kişilik ekibiyle Evgeny Grinko içeri giriyor.
16 yaşında rock müzikten etkilenerek gitar çalmaya başlayan sanatçının kimi eserlerinde bu rock etkisi hissediliyor. Bu sürede bir punk grubunda sahne alan besteci, 24 yaşında piyano çalmaya ve minimalist müziğe ilgi duymaya başlamış. Grinko’nun müziği klasik, caz, rock, elektronik ve bando türlerinin tatlı bir karışımı denilebilir. Sanatçının 2010 yılında bestelediği ilk video klip parçası Valse, YouTube’da 38 milyon kere izlenmiş. Klipte Grinko ağzındaki sigarayı bitene kadar bir an bile bırakmadan şarkıyı baştan sona çalıyor. Yönetmen boş bir arazide deneme olarak yaptıkları bu spontane çekimden memnun kalınca video YouTube’da paylaşılıyor. Grinko bu video klipten sonra hayli ünleniyor. Bir röportajında sanatçı bu besteyi aşk ve hayat hakkındaki sorulara cevap ararken yarattığını belirtiyor. Jane Maryam, Once Upon A Time, Dusty Room, Epilogue, Field, Faulkner’s Sleep ve Carousel sanatçının diğer ünlü besteleri.
38 yaşındaki Rus piyanist özellikle Türkiye’de hayli meşhur. O derece ki kimileri ülkemizde Rusya’da olduğundan daha tanınmış olduğunu iddia ediyor. Eserlerinin Türkiye’de beğenilmesinin ezgilerimizin benzerliğinden kaynaklandığını düşünüyorum. İkisi de şark kültürü: sıcak, çetin ve romantik. Grinko’ya göre ülkemizde popüler olmasının sebebi Türklerin de kendisi kadar derin duygulara sahip ve duygusal olması. Röportajlarında müziğin onu kendisi gibi hisseden insanlarla buluşturduğunu söylüyor. Grinko özellikle müzik sanatının, kelimeler veya dokunuşlar olmadan bizi derinden etkilediği için büyülü olduğuna ve bizi başka bir dünyaya götürdüğüne inanıyor.
Genç besteci aynı zamanda gitar ve davul çalıyor. Joy Division’ın Love Will Tear Us Apart şarkısını bir ordu bandosuna uyarlayarak orkestrasyon (topluluk için eser yazma veya besteleri orkestraya uyarlama) alanında da çalışmış. Özellikle 2009’daki “Cinematic Melodies” ve 2010’daki “Winter Sunshine” adlı albümleriyle ün kazanmış. Ardından 2014’te “Ice for Aureliano Buendia”, 2015’te “Silent Like Water”, 2018’de “Tiny Mouse Tales”, 2019’da “Naive Album” ve 2021’de “Orange Marmalade” adlı albümleri yayınlanmış. Minimalist müzik tarzıyla tanınan sanatçı, konserlerinde sahne ışıkları ve ses efektlerinden faydalanıyor. Ekibinde iki keman, bir viyola, bir viyolonsel ve bir saksafon yer alıyor.
Serin bir ekim akşamı Ankara’daki konseri sırasında uzun bacaklarına kısa bir pantolon giyen sanatçı, sakalından dolayı onu çıkaramazsak diye kırık Türkçesiyle kendini tanıtıyor. Grinko, besteleriyle izleyicilere masalsı bir hava yaratmayı hedeflerken aynı zamanda onları nostaljik zamanlara götürüyor. Çocukluğumuzdaki müzik kutularını anımsatan tınıları, sahne ışıkları ve ses efektleriyle birleşince bizi uzak diyarlara taşıyor. Adeta bir La Fontaine masalının içine veya sadece bizim bildiğimiz gizli bir yere gidiyoruz. Perili bir orman, sihirli bir atmosfer… Aklımda Amelie ve Ferzan Özpetek filmleri. Kimilerine hüzün veren şarkıları bana çocuksu bir masumiyeti anımsatıyor. Sanki Grinko, 2014’ten beri Rusya’da yaşadığı küçük orman evinden bize manzaralar sunuyor. Elfler gibi atın üstünde ormanda geziyoruz. Minimalist ezgiler caz tınılarına karışıyor. Folk müzik bir Ukrayna parçasıyla canlanıyor. Ses efektleri yardımıyla enstrümanlar büyülü bir biçimde sahnede yankılanıyor. Çağdaş ve nostaljinin uyumlu birlikteliği doğuyor.
Bir saat süren konser boyunca bir atlı karıncadayım; ışıklar parlak ve renkli, her şey dönüyor, sesler yankılanıyor. Saydam ve geçici bir mutluluğun içindeyim. Konser bitene kadar bunun keyfini çıkarıyorum. Grinko davula geçtiğinde ışık efektleriyle birlikte emprovize post-rock tarzında elektro-akustik ezgiler çalıyor ekip, hem de dans ederek. O sırada canlanıyorum, bitişe yaklaştığımızı biliyorum. Masalın sonu mutlu bitiyor, umut veriyor. Büyülenmiş bir halde evime dönüyorum. Kalbimde bir huzur.
Kapak fotoğrafı: Habertürk.com
Kaynaklar
“Evgeny Grinko Mekan’da!”, Mekan Dergi.
“Evgeny Grinko: Özel olduğumu düşünmüyorum”, Yellowbos.
“Evgeny Grinko: ‘Benim Gibi Hisseden İnsanları Müziğim Sayesinde Buldum'”, bikahvebikeyif.
“Minimalist Müziğin Büyücüsü: Evgeny Grinko”, Kampüste Ne Var.