Psikolog denince aklıma nedense hep deri koltuğa uzanmış, çocukluk anılarından bahseden bir insan veya Çocuklar Duymasın’daki psikolog Sinan Bey gelir(di). Fakat kısa bir süre önce tanışmaya fırsat bulduğum Bar Psikoloğu kafamdaki bütün bu psikoloji ve psikoterapi klişelerini yıkmış durumda. Biraz kafa karıştırıcı oldu, psikoloji, terapi, bira… Ne diyor bu demiş olabilirsiniz. Ferhat Aydın, nam-ı diğer Bar Psikoloğu barlarda gösteri yapan gerçek bir psikolog.
Kendisi ODTÜ psikoloji bölümü mezunu, okurken kurduğu hayallerin gerçekleşmediğini mezun olduktan sonra fark edip derin bir boşluğa düşüyor. İstanbul’da çalışırken Kadıköy- Bakırköy arası üç saat süren metrobüs yolculuklarında sürekli “ne yapabilirim, ne yapabilirim” diye düşünürken barlarda psikologluk yapma fikri aklına geliyor, bunun sonucunda da psikogösteri diyebileceğimiz bir konsept ortaya çıkıyor.
Bir anda ortaya çıkmış ve patlamış gibi görünse de arkasında birçok tecrübe ve hayal kırıklığı var. Ferhat Aydın bar psikologluğundan önce pek çok yeri gezip görmüş, her ortamda bulunmuş. “Antep’teki bir motor ustasının da, İstanbul’da boğaz manzaralı diskoda eğlenen insanın da ortak dertlerden muzdarip olduğunu gördüm” diyor. Bu ortak dertlerle kültürümüzdeki bira, fasıl muhabbetini harmanlıyor ve psikogösteri konseptini yaratıyor. İki kısımdan oluşan bu konseptte ilk olarak bar psikologu yaklaşık 40 dakika stand upa yakın bir tarzda psikoloji başlıklarını anlatıyor; ikinci kısımda ise insanlar psikolojiye dair merak ettikleri basit soruları soruyorlar. Baştan sona psikolojinin konuşulduğu keyifli bir ortam oluşuyor. Çoğu kişinin psikoloğa gitmekten kaçınma sebebi olan ciddi meblağların söz konusu olmadığı bu terapide aklınızı kurcalayan basit sorunlarınıza çözüm bulabilirsiniz.
Ferhat Aydın bar psikologluğunun yanında tam zamanlı bir okul psikologu aslında, çocuklarla yapılan çalışmaların çok önemli olduğunu düşündüğü için bir süre daha çocuklarla çalışmaya devam edecekmiş. İleriye dönük hedefleri ise daha büyük kitlelere ulaşabilmek ve insanları olabildiğince ruh sağlığıyla ilgili bilgilendirmek. Bar psikoloğunun yanında psikolog Ferhat Aydın olarak da ailelere ve çocuklara kitle halinde ulaşabileceği yeni mecraların arayışında.
Konu Ankara’ya gelince Emrah Serbes’ten bir alıntı yaparak başlıyor: “Ankara’da deniz olmadığı için birbirimizin yüzüne bakmak zorundaydık”. Ankara’da geçirdiği güzel günler ve edindiği dostluklar bu sözü kanıtlar nitelikte. Öğrenciliğini Ankara’da yaşamış birçok kişi gibi bar psikoloğu için de Ankara’yı en iyi anlatan kavramlar muhabbet, dostluk, evrilme, dönüşüm…
“Ankara’da deniz yok yeaa” diyenlere cevabı ise “deniz yok ama çok daha güzel şeyler var, unutamayacağınız günleri barındıran bir şehir“ oluyor. Ankara’da en çok özlediği şey ise üniversitesi ve kampüs ortamı, her ODTÜ’lü gibi o da “ODTÜ anlatılmaz yaşanır“ diyenlerden.
Tecrübeli bir psikolog olarak psikolog adaylarına tavsiyesi: bol bol tecrübe edinmeleri ve kendilerini tanımaları. “Kendi kliniğimi açıp rahat ederim” hayalinden bir an önce kurtulmaları. Psikolojinin çok geniş bir alan olduğunu vurgulayarak, insanlığın modern çağdaki ihtiyaçlarına yönelik çözüm arayışına girmelerini, yeni bir şeyler üretmelerini tavsiye ediyor.
Bar psikoloğu dışarıdan psikologlukla şovmenlik arasında sıkışmış görünse de Ferhat Aydın burada roller ve kimliğin devreye girdiğini söylüyor. Herkesin yaşadığı farklı rolleri ve kimlikleri o da yaşıyor; dört yaşındaki bir çocukla görüşürken psikolog Ferhat Aydın, sahnedeyken bar psikoloğu…
Bize bu yoğun programında zaman ayırdığı için Ferhat Aydın’a, nam-ı diğer Bar Psikoloğu‘na çok teşekkür ediyoruz ve kendisini Ankara’da daha sık görmeyi diliyoruz.
Bar psikoloğunun etkinliklerinden haberdar olmak için: Facebook, Instagram