Salda Gölü civarındaysanız, “Beyaz Adalar” tabelası göreceksiniz, şaşırabilirsiniz. Arabanızı park edip, manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Ama bu keyif ne kadar daha sürer bilmem…
Salda feryatta!
Salda Gölü, Ankara’ya 4-5 saat uzaklıkta.
Feryatta!
Anadolu’daki pek çok göl, nehir ve dereler gibi.
Bir süre önce hatırlasınız yapılaşma, kum taşıma tartışmaları yaşandı.
Bugünlerde metre metre yürüyor son anına!
Eşsiz
Dünyada eşi yok! Laf olsuna yazmadım, NASA’nın yalancısıyım!
“Türkiye’deki bir göl Mars hakkında bize ne söyleyebilir?” başlığıyla.
“İçerdiği karbonat mineralleri ve çökelme özellikleriyle dünyada bilinen tek göl” sınıflandırmasıyla.
“Bir eşi Mars’ta” notuyla. Aşağıdaki fotoğrafla…
İlk kez 3,5 milyar yıl önce yeryüzünde oluşmaya başlayan, en eski fosil niteliğindeki çökellerin güncel örnekleri olan modern stromatolit oluşumları Salda Gölü’nde gözlenebiliyor.
NASA’nın (earthobservatory.nasa.gov/blogs/earthmatters/2021/02/17/what-a-lake-in-turkey-can-tell-us-about-mars/) veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sayfasında (saldagolu.gov.tr/saldagolu/index.html) gölü özel yapan müthiş özelliklerini bulabilirsiniz.
Önlemler
Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiş, yapılanma, avlanma yasak. Birileri göle nerdeyse arabasıyla giriyormuş (!), uzak tutmak için kazıklar çakılmış. Ateş yakmak hatta bazı yerlerde sigara içmek bile yasak.
Bunlar çok yerinde önlemler – düşünenlerin yüreklerine sağlık.
Besleyen akarsu sıkıntısı
Küresel ısınma, değişen yağış rejimi…
Gölü besleyen suların baraj, sulama falan derken kesilmesi…
Kontrolsüz kuyu açma veya vahşi sulama…
Bir köprü var örneğin, yıllardır kuru köprü olmuş – altı da üstü de taş-toprak…
Tehlikenin boyutu ürpertici
İnternette küçük bir araştırma sizi, memleketin kaybettiği sulak alan listelerine eriştirebilir. Kendiliğinden bir şeyler olmasını veya bol yağış beklemek, vahim sonuçlara gidiyor. Gölü mutlaka beslemek gerekiyor.
Gölün çekilmesi özellikle son birkaç yılda çok artmış. Çekilmenin izlerini renk ve toprak yapısından kolayca fark edebiliyorsunuz.
Görmemiştim, okuyor duyuyordum, üzülüyordum.
Gördüm, korktum!
Salda’yı, Saldalı ve ziraatçı diplomalı, Sevgili Suat Dinç Bey ile gezdik. Nereye gitse peşinden ayrılmayan, her gün elleriyle beslediği Salda Gölü’nün köpekleriyle…
“Çocukluğumda göl buradaydı” diye gösterdiği yer bugün yol olmuş!
“Göl, önceden de çekilirdi ama bu kadar değil,” dedi.
“Son birkaç yılın izleri,” diyerek gösterdi.
Renk destekli izleri fark etmemek ve ardından ürpermemek mümkün değildi.
İşte!
Hummalı bir çalışma
Göle 50-100 metre kadar mesafede hummalı bir faaliyet var. Renkli tabela pek güzel. Piknik masaları, yürüme yolları, lokanta, satış yerleri olacak prefabrik yapılar…
İnsanlar geliyor… İhtiyaçtır, tesisler göle yakındır-uzaktır, tartışılır.
Tamam da göl gidiyor!
Tartışmasız ve öncelikle yapabileceklerimiz var – kuru tarım, damlama usulü sulama veya dereleri gölle buluşturma gibi…
Ayrıca para kazanmaktansa… Koruyalım sonra dünyanın turisti kontrollü, biraz ötede yedirmeli-içirmeli ve konaklamalı gelecek zaten.
Toprağın yaktığı ağıt
Kokarak yazıyorum, böyle bir göl sadece Mars’ta kalmasın… Neredeyse üç Van Gölü büyüklüğünde 70’e yakın doğal göl kurudu, son 60 yılda [1].
Salda Gölü’nün son birkaç senedir çekildiği yerlerde oluşan derin çatlaklar ürkütücü ve düşündürücü.
Salda, bir tek eşi var, o da Mars’ta.
Tüm göllerimiz gibi gidiyor.
Toprak ağıt yakıyor adeta.
Yarıla, yarıla…
Kaynaklar
[1] Kanal B