Kızılay Ankaralılar için vazgeçilmezdir. Zaman zaman sever ama çoğunlukla nefret ederiz. Kalabalık ve gürültülüdür. Caddelerinde yürürken insanlar üstünüze üstünüze gelir bir de aceleniz varsa iyiden iyiye sinir olursunuz. Şehirli olmanın getirisi olarak zaten hepimizin sürekli acelesi olduğunu düşündüğümüzde sokaklarında koşuşturan insanlarıyla kaosu yaşarsınız Kızılay’da. Ama Ankara’da bir yere ulaşmak Kızılay’dan geçmeden pek mümkün olmadığından hep de kucağına düşeriz. Buluşma noktaları, ulaşma noktaları, kesişim noktaları, en sevdiğimiz kitapçılar, sevdiğimiz sinema hep Kızılay’dadır. Aslında Kızılay’ı içten içe severiz de kendimiz bile bilmeyiz.
İşte Saraçoğlu Mahallesi Kızılay’ın bu korkunç gürültülü korna sesli kalabalığında vaha gibi çıkar karşımıza. Girdiğiniz anda korna seslerinin yerini kuş seslerinin aldığı sakin huzurlu bir mahalle hem de Kızılay’ın göbeğinde… Asker ve üst düzey bürokratlar için kurulduğundan “Devlet Mahallesi” denilen, “Saraçoğlu Mahallesi” olarak da bilinen bölge, Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlık ve Bakanlıklara 10-15 dakikalık yürüyüş mesafesinde bulunmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk toplu konutu olan Namık Kemal Mahallesi’nin temeli, 1944 yılında atılmıştır. Ankara’da özellikle üst düzey memur ailelerinin konut sorununu çözmek için 1939 yılında geliştirilen proje 2. Dünya Savaşı nedeniyle ertelenmiş ve savaş sonrası gerçekleştirilebilmiştir. Lojmanların bulunduğu bloklar iki, üç ve dört katlı olarak planlanmıştır. Mahallenin tasarımı, Şevki Balmumcu’nun Ankara Sergievi binasını Büyük Tiyatro (Opera Sahnesi) binasına çeviren ve Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlük binasının da tasarımcısı olan Alman mimar Paul Bonatz’a aittir.
29 Ekim 1944 yılında yapımına başlanan binalar, İkinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın özelliklerini taşır. Geleneksel Türk Konut Mimarlığı’nın önemli ögelerinden olan çıkmaların, geniş saçakların ve kafes biçimli balkonların kullanıldığı dış cepheleri öne çıkmaktadır. Fakat Türk Konutu’nun plan düzeni bu evlerde kullanılmamış bu nedenle mekân organizasyonu açısından yapıldıkları yıllarda planları başarısız bulunmuş yerli mimarlar tarafından eleştirilmiştir.
Mahalle, 1944 yılında inşa edilmeye başlanmış; inşaatın bir kısmı 1945 yılında, tümü ise 1946 yılında tamamlanmıştır. Bitişik nizamda 6 farklı tipte (A, B, C, D, E, F) çözülen 75 bina 434 konuttan oluşan mahallede binalar iki, üç ve dört katlıdır ve kamu konutu olarak inşa edilmişlerdir.
Yerleşmede, konut bloklarının yanı sıra çocuk bahçesi, ilk ve ortaokul (Namık Kemal Ortaokulu) ve bugün Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi olarak işlev gören o zamanda sosyal ve kültürel etkinlikler için yapılmış olan bina ortak kullanım için tasarlamıştır. Mahallede açık alanlar ile mahalle sakinlerinin bir araya gelmelerini öngören mekanlar yaratılmış, bu yaklaşım ilişkileri güçlendirmiş, ortak toplumsal hafızanın oluşmasını sağlamıştır.
1979 yılında 1. Derece Kentsel Sit Alanı ilan edilerek mahalle tümüyle koruma altına alınmıştır. Yine aynı yıl Kumrular Caddesi üzerindeki Çınar ve Kestane ağaçlarının da anıt ağaç olarak tescil edilmesine ve üzerine anıt olduğunu belli eden bir plaka konmasına karar verilmiştir.
8 Şubat 2013 tarihine geldiğimizdeyse Saraçoğlu Mahallesi ‘Afet Riski Altındaki Alan’ ilan edilmiştir. Açılan davalarla mahkemenin alınan riskli alan kararı iptal etmesi tekrar afet alanı ilan edilmesi tekrar dava açılması derken, 2015 yılında mahkeme devam ederken yaşayanlar zorla evlerinden tahliye edilerek, insansızlaştırılarak ıssız hale getirilen Saraçoğlu Mahallesi bugünlerde kaderine terk edilmiş durumda.
17 Ağustos 2017 tarihinde resmi gazetede yayınlarak Saraçoğlu Mahallesi’nin Emlak GYO’ya devredilmesi ve İller Bankası’nın da tüm çabalara rağmen yıkılmış olması da göz önünde bulundurulduğunda Saraçoğlu’nu bekleyen son konusunda endişelenmemize neden olmakta. 70 yıldır Ankara’ya, yaşananlara ve yaşayanlara tanıklık etmiş önemli bir kent dokusu olan Saraçoğlu Mahallesini kaybetmeden önce hepinizin gidip gezmesini tavsiye ederim. Bu sıcak günlerde mahallenin anıt ağaçlarından birisinin gölgesine sığınıp mahalleyi uzun uzun izleyebilir, hayaller kurabilirsiniz. Belki o hayallerin birinden mahalleyi kaybetmemize engel olacak bir fikir çıkar kim bilir.
Kaynaklar:
- Bayraktar, N. ;Bonatz’ın Türk Evi Sevgisinin Biçimsel Aktarımı: Saraçoğlu (Namık Kemal Mahallesi). Arredemento Mimarlık, 2011; :66-74.
- Tanrıverdi Z., Ankara Saraçoğlu Mahallesi Tarihsel Çevre Çözümlemesi Korunması Ve Örnek Yapı Bloğu Restorasyonu, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı, İstanbul
- Goethe-Institut Ankara
*Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin Saraçoğlu Mahallesinin korunması, korunarak yaşatılması ve toplumsallaştırılması gerektiği düşüncesiyle 2013 yılında açtığı Kent Düşleri-8 Saraçoğlu Mahallesi Değerlendirme Projesi Ulusal Fikir Yarışması sonucunda ödül alan projeleri kolokyum.com adresinden inceleyebilirsiniz.
* Fotoğraflarlar için Nureddin’e teşekkür ediyorum.
[foogallery id=”17912″]