2019 yılıydı sanırım, buluntu fotoğraflardan oluşan bir kısa film yapmak istiyordum. Filmi yapabilmek için de olabilecek en az bütçeyi harcamam gerekiyordu. Elimdeki paranın tamamıyla oldukça mütevazı bir ses kayıt cihazı aldım. Filmi yaptıktan sonra ses kayıt cihazıyla neler yapabileceğimi düşündüm. O dönem, deneysel anlatılarla ilgileniyordum. Belki de öykü yazan her kişinin yaptığı gibi yan masayı dinliyor, yolda giderken bir konuşmanın en gereksiz yerindeki detaya takılıyor, kendimce “malzeme” olarak gördüğüm her şeye karşı bir üst dinleme yapıyordum. Şehri dinlemek, şehrin seslerini kaydetmek sonradan aklıma geldi. Kızılay’a geldiğimde aklımda birkaç nokta vardı bunun için. Birincisi, Dost Kitabevi‘ydi. Akşam saatlerinde Dost kitabevinde dolaşarak sesleri kaydettim. Sonrasında Atatürk Bulvarı’na çıktım. Orası akşam vakti adeta bir arı kovanıydı. Ses kayıt cihazını çıkarıp caddede yukarıya doğru yürüdüm yavaş yavaş. Bir yandan da sesleri kaydetmeye devam ediyordum. Bunun sonucunda dinleyebileceğiniz iki ses kaydı çıktı.
Dost Kitabevi
Kızılay
Kapak Görseli ve Ses Kayıtları: Umut Durmuşoğlu