Pusu'laGezi

Uzun Süreli Ayrılık Sonrası Ankara: Make-up Rotası

Ankara size ne ifade eder bilmem ama benim için annemin dizi gibidir; her uzak kaldığımda burnumda tüter. Gittiğim her şehri Ankara’yla karşılaştırır, belki daha güzel bulurum ancak yine de koyamam Ankara’nın yerine. Hele uzun süre ayrı kalayım, dilimden düşmez Ankara. Şimdiye kadar Ankara sevgim yüzünden maruz kaldığım şiddetin haddi hesabı yoktur. Oysa Ankara’da yaşamayan Ankara’yı sevmeyi anlayamaz; her Ankara’da yaşayan da aslında Ankara’da yaşamaz.

Malumunuz tatil bitti, hatta yeni dönem de başlayalı bir hayli oldu; zira havalar epey soğudu. Uzun soluklu ara verişimiz son buldu şehrimizle. Çoğumuz hasret giderme faslını atlattık, işlere yoğunlaştık. Şehri sevmeyenler ise her gün şehre söylenme sıklıklarını arttırdılar. Oysa Ankara sonbaharın da gelişiyle öyle bir güzelleşti ki görmeniz için kafanızı kaldırım taşlarından biraz kaldırmanız lazım!

Bu pazar aktiviteniz Lavarla’dan. Haydi kalkın ve bu pazar Ankara’yla barışın!

Öncelikle Botanik Parkı’yla güne başlayın. Alın yanınıza kahvaltınızı, kitabınızı; sabahları öyle güzel ki Botanik Parkı, yalnız kalmak, kafa dinlemek için ideal!

Botanik Parkı’ndan kendinizi yokuş aşağı verin, tercihen fonda Blood, Sweat & Tears, I Love You More Than Ever eşliğinde. Köşk civarında içinizden Mustafa Kemal’i ve silah arkadaşlarını anın saygıyla. Aşağı devam edin ve Seymenler’de mola verin! Hava ne durumda olursa olsun Seymenler her çeşit içeceğinizi içmeniz için uygun bir yer. Alın bi’ kahve, geçin parka. Yüksek taraflarda oturup şehir manzarası izleyebilir ya da aşağıları tercih edip insanlarla muhabbet edebilirsiniz.

Seymenler sonrası D&R çok güzel bir seçim. En üst kattaki kafede çay ısmarlayın kendinize. Ankara D&R’ın terasından her mevsim çok güzeldir. Sıkılırsanız aşağı katlara inip D&R’ın koltuklarına gömülebilirsiniz raflardan seçtiğiniz bir kitapla.

D&R’da dinlendikten sonra sevdiğiniz birini arayabilirsiniz. Zira Ankara sevdiğiniz biriyle daha güzeldir. Kuğulu’da buluşun ve Tunalı Hilmi’yi beraber inin. Siz de bizim kadar şanslıysanız gülecek bir şeyler görebilirsiniz yolda.

Acıkmış olmalısınız şimdiye. Tunalı’dan Kızılay’a seçenekleriniz oldukça fazla. İstediğiniz yerde yemeğinizi yiyin. Biz Kızılay’da gezindikten sonra Atatürk Bulvarı’nda yemek yedik. Tabi yine terastan şaşmadık. Ankara ne güzel dedik bir kez daha!

Artık akşam oldu. Sakarya’da günü bitirmemeniz için hiçbir sebep yok. Geçin BackHouse’a, çıkın balkona, yüzlük biralarınızı da isteyin. Dışarıyı izleyebilir veya yanınızdakilerle muhabbet edebilirsiniz.

Umarız zevk alırsınız, mutlu hafta sonları!


 

Kapak fotoğrafı için Yiğit Ekici’ye teşekkürler!

Bir Cevap Yazın



Gezi

Trieste: Bora ve nero şehri

Trieste, benim gelmeden önce sadece Susanna Tamaro’nun memleketi olduğunu bildiğim, Slovenya sınırındaki İtalyan kenti. Turistlerin günübirlik durağı, İtalyanlar’ın yolunu bilmediği üvey evladı, benim 1 senelik...

Pusu'la

Gitmenin ve kalmanın müzesi: Baksı

Bu yazıda Baksı Müzesi’nin Bayburt merkezine 45 kilometre uzakta ufacık bir köyün yakınında kurulan, etrafında bozkırdan, dağlardan ve -şimdilerde sessiz akan- Çoruh Nehri’nden başka hiçbir...