Dick Osseman 67 yaşında Hollandalı bir psikolog. Madde bağımlılığı hakkında çalışan ve Amsterdam’da yaşayan Dosseman tam bir Türkiye tutkunu. Türkiye’ye ilk kez 1971 yılında trenle gelen Osseman, daha sonra 90’ların ortasından itibaren hemen her yıl fotoğraf makinesiyle Türkiye’de gezilmedik yer bırakmamış. Anadolu gezilerinde çektiği yaklaşık 65.000 fotoğrafı pbase.com adlı fotoğraf paylaşım sitesinde yayınlayan Osseman, Esenboğa Havalimanı’nda uçaktan inip şehir merkezine giden HAVAŞ otobüslerine binince kendini iyi hissettiğini ifade ediyor. Hollandalı gezgin, senelerdir devam süren Türkiye gezilerini ve fotoğraf çekme sürecini şu sözlerle anlatıyor:
“Hayatımda uçağa ilk kez İstanbul-Bursa arasında bindim. Fiyatlar otobüs biletinin en fazla iki katı kadardı. Bu yüzden daha çok hava yolculuğu yapmaya karar verdim ve Malatya’ya gittim. Sonra Erzincan ve Erzurum’a da gittim. Bundan sonra Türkiye’ye senelerce geri dönmedim. Defalarca İtalya’ya gittim. 13 yılın sonunda, İtalya’daki bir arkadaşım Türkiye’ye çok ucuz fiyatlara seyahat yapılabildiğinden ve güzelliğinden bahsetti. Bunun üstüne tekrar Türkiye’ye gelmeye başladım. Türkiye’ye yolculuk artık eve dönmek gibi. Ankara’ya gelip, HAVAŞ otobüsünde oturduğumda kendimi iyi hissediyorum. Her zaman gittiğim otelde, beni kucaklayarak karşılıyorlar. Evde ve işteki dertlerin hepsi geride kalıyor. Sadece mutluluk hissediyorum. Otogar’da bir şehirden diğerine geçmek için en fazla bir saat otobüs beklemişimdir. Yolda kahve, çay ve kek ikramı yapılır ve düzenli molalar verilir. Daha küçük şehirlerde dolmuş olur. Otomobil sahipleri araçlarına alır.”
“Önce bu fotoğraflar, öylesine evde duruyordu. Arkadaşlarım, annem ve babam bakıyordu sadece. Fotoğraflar senelerce dayanmayacağı için, dijital çalışmaya başladım. Onları internete koyduğumda, ilgi çektiğini gördüm. Ve gitgide daha çok fotoğraf koymaya başladım internete.”
“Fotoğrafları yayınlamaktaki amacım, Türkiye’nin her yönünü anlatmak değil. Yıllar içinde biriktirdiğim birçok fotoğrafı göstermek istedim. Ama bu Türkiye’nin gerçek yüzünü göstermeye çalıştığım bir proje gibi algılanmamalı. Benim tercihim eski evler ve fakir mahallelerden yana oluyor. Ama sonra, şehrimizi düzgün yansıtmamışınız, şeklinde eleştiri alıyorum. Halbuki bana kalırsa, Türkiye’de yaşayanlar böyle evleri ve bir tarihleri olduğu için gurur duymalı.”
Kelimenin tam manasıyla Türkiye’de ayak basılmadık yer bırakmayan Hollandalı gezginin, başkente ilgisiz kalması beklenemezdi elbette. Şimdi sizlere Dick Osseman’ın özellikle 2005-2014 yılları arasında Altındağ ve Ulus başta olmak üzere Ankara gezilerinde çektiği ve kent hafızasına çok büyük katkı sağlayan fotoğraflardan bazılarını sunuyoruz…
Yenidoğan’da çırpıldıktan sonra havalandırılan halılar…
Yenidoğan’ın yeni doğanları…
Türkiye’nin en tehlikeli semtlerinden biri olarak gösterilen Yenidoğan, Osseman’ın uğrak mekanlarından biri. Öyle ki sokak düğünlerine davet edilir hale gelmiş.
Senelerdir kazı çalışmaları süren Roma Dönemi’nden kalma antik tiyatro…
Hıdırlıktepe’de sıradan manzaralar… Buralar da tıraşlanır birkaç yıla.
Ankara Kalesi’ne Ulus tarafından çıkarken görülebilecek şık bir metruk bina. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin hemen altında.
“Burslular ve Ankaragüçsüzler giremez.”
Resim Heykel & Etnografya Müzesi’nin bahçesi… Günbatımını izlemek için şehirdeki en güzel yerlerden biridir hani…
Altınpark’ta su kayığına binen gençler ve baharın tadını çıkaran büyüklerimiz.
Gençlik Parkı’ndan Kocatepe… Meşhur vinçli bina da kadrajda kendine yer bulanlar arasında.
Tarihi Ulus Hali’nde zerzevat & şarküteri alışverişi…
Hacı Bayram Veli Türbesi ve mağfiret dileyenler…
Kızılay AVM’nin en üst katından İzmir Caddesi ve Altındağ…
Başkanın hobileri…
Atakule Tansaş, KFC. Geçmişe mazi derler.
Altındağ’da unutulmaya yüz tutmuş bir zanaat: Tabutçuluk…
Dick Osseman’ın kişisel bloguna buradan, 65.000 fotoğraftan oluşan Türkiye fotoğraflarına da buradan ulaşabilirsiniz.
<Bu içerik lavarla.com için özgün biçimde hazırlanmıştır. Tüm hakları lavarla.com’a aittir.>