İki genç yetenek Mehmet Babat ve Büşra Aktekinoğlu. İkisi de Gazili. “Nerede eski Gazililer?” sözünü yıkacaklardan. İkisinin de gözleri ışıltılı ve coşkun. İkisi de günümüzün yanlışlıklarını eserlerine taşıyacak derecede olgun. Konuşacağımız tablolarından birinde iki inşaat, diğerinde iki kadın adeta birbirine inat!
Ah bu hocalar!
Babat bir gün,
“Eh, tek başıma bir sergi açabilirim!” diye düşünmüş. Hocası,
“Sen öğrencisin!” demiş.
Eski bir Gazili üstat da öğrenciyken aynı darbeyi yediğini anlatmıştı. Şimdi resmin profesörü! Hadi adını da vereyim, Sevgili Hasan Pekmezci…
Bir diğeri, harika saz çalıyor.
“Vay! Notalara bakmadın!” Okkalı bir tokat! Ülke bir ressam kazanacak belki ama müzikte nerelere gelebileceğini kestirmenin söz konusu olmadığı bir yeteneğini kaybediyor – bu kez adını vermeyeceğim!
Ah bu hocalar!
Öylesine önemliler ki…
‘Tokatlayanlar’ bir yana, ‘dokunanlar’ yeni kapılar açıp, yaşamları yönlendiriyor, zenginlikler yaratıyorlar.
Ankara kitaplarının yanında, katkım olur düşüncesiyle Keyifli Öğretmenlik’i de yazdım. Sanırım kesmedi, ikincisi de yolda. Eskilerden yenilerden, her gün bir örnek duydukça daha çok yazmak gerek diye düşünüyorum.
Babat yılmamış, galerilere başvurmuş. Adeta hepsi sözleşmiş, hep aynı yanıt. Üretmeye devam etmiş, resimleri gören,
“Vay canına!” demiş, önce davet etmiş. Sonra yanıt,
“Sen gençsin!” olmuş.
Gözünün önündekini gör, Mustafa Ayaz Ödülü al!
Resim Bölümünde öğrenciymiş Babat.
Bölümün karşısında bir inşaat. Ödül getiren ilk icraat! Karşıdaki inşaatın tablosunu yapmış, Mustafa Ayaz Ödülü kazanmış. Sevgili Ayaz’a selam ve sevgiyle…
Yeni Nesil Sanat Alanı
Daha Gazi 2. sınıftaymış, temasını bulmuş, 30 kadar inşaat resmi varmış. Önceleri ‘öğrencisin’, sonraları ‘gençsin’ yanıtlarıyla sergi açmanın zorlukları sürmüş gitmiş. Siz misiniz dışlayan!
Yeni Nesil Ressamlar…
Yeni Nesil Sanat…
Derken Yeni Nesil Sanat Alanı.
İlk defa Vecdi Uzun ile çıktığı yolda şimdi beş kişiler. İşte Yeni Nesil Sanat Alanı yöneticileri:
Mehmet Babat
Beşir Bayar
Muhammet Bakır
Banu Taşkent
Ve Büşra Aktekinoğlu.
Artık davet alıyorlar
İlham veriyorlar. Ankara merkez, Türkiye’ye kucak açıyorlar. “Eğitim önemli” diyerek,
“Bize yapılmadı!” demeyerek, konusunda eğitimlileri, yeteneklileri ve el vermeye ihtiyacı olanları kendilerine katıyorlar. Artık sergilere davet alıyorlar. 500 eser toparlıyor ‘Rekor Sergi’ manşetleriyle kendileri sergiler açıyorlar…
Reddedilenler yazımı hatırladım, bağlantısını vermeden edemeyeceğim!
Büşra Aktekinoğlu
Aktekinoğlu’nun tablolarında canlılar hâkim. Tüm vücutları ya da sadece başları örtük veya çırılçıplak. Oğlan ya da adam (oğlan tanıdık!), kuş, kedi, koyun, at da var tablolarında, kadın da. Estetik mutlaka var ama yoğunlaştığı cinsellik değil özgürlük.
Aktekinoğlu’nun yaptığı, renkle, fırçayla bireysel bir meydan okuma olsa gerek – resimlerinde kendini çizerek…
Son resimlerinde ağırlıklı olarak sallanan atlar var, değinmeden geçmek, göz atmamak olmaz.
Vinçle gelen tarz
Babat, tarzını inşaatların tepesinde keşfetmiş! “Ailece yaptığımız iş” diyerek tanımladığı inşaatçılığı kendisi de yapmış. Vinçle tepelere çıktığında “evreka!”.
Eserlerinde her zaman görebileceğiniz inşaatlar var. Hepsi dev. Babat bir şey keşfetmiş. İnsanlar, içinde insan otursun diye yapıyorlar ama bu dev kütleler insanları eziyor. Oturdukları evler de artık isimle değil numaralarıyla anılıyor.
Rahmetli Şair Oğuz Tansel…
Çiğdem Mahallesi’nde oturuyorlar. Çiğdem zamanı geldi mi, tutuyor kızlarının elinden, evlerinin önündeki tepeye çıkarıyor, çiğdemleri gösteriyor.
“Koparmayın, dokunmayın sakın, bu güzellikleri seyredin!” diye salık veriyor.
Kızı Aysıt Tansel hâlâ aynı mahallede oturuyor.
“Tepeler dev bloklara teslim, çiğdemse sadece mahallenin adında kaldı.” diyor.
Babat’ın tablolarındaki ögeler – ögelere yorumlar
Tablolarında bitmemiş inşaatlar var – düşünsenize, hiç bitmiyorlar ki!
Özellikle yaban hayvanları var – dün burada otlardık veya daha önceden biz vardık dercesine.
Uçan kuşlar var – konamıyorlar belki!
Çiçek yok, insan yok – yorum da yok!
Not
Hasan Pekmezci Hocam hatırlattı, kent-mimari türünü eserlerine yansıtan iki ressamı da anıyorum. Ankara’dan Mustafa Duymaz ve Konya’dan Oğuz Kaleli. Bir başka yazıda kendilerini daha geniş anabilme umuduyla birer örnek ekliyorum.
Son not!
Son not, tebrik niyetine. Şimdi iki sanatçıyı tebrik etmek istiyorum!
“Durup dururken nerden çıktı?” diye sormadan söyleyeyim.
Büşra ve Mehmet evlendiler. Mutluluklar diliyorum.
Kaynaklar
* Artvizit – Büşra Aktekinoğlu
* Haberler.com – “Anadolu’dan İstanbul’a Yeni Nesil Sanat” sergisi açıldı
* Ankhaber – Resimleri şehirlerin aynadan yansıması olan ressam MEHMET BABAT
* C.A.M Gallery – Oğuz Kaleli, İsimsiz, 2019, TÜKT, 160×130.
* Turkish Paintings – Mustafa Duymaz: oil on canvas, 180×200 cm.