Menu Kapat
Kapat
Ara
Close this search box.

Cemal Süreya ile Yürürüz Başkentin Sokaklarında

Cemal Süreya
XPzone Infinia
Okuma Modu

“… Ankara’ya sabahleyin baktım; aradaki geliş gidişlerimi değil de 22 yıl önce ilk gelişimi anımsadım. 1950’de Siyasal’a girmek için ilk geldiğim günü! Ankara’da ayrı bir hava var Zuhal. Sanırım, bizim için daha iyi olacak.” Cemal Süreya 20 Mart 1972 tarihinde, İstanbul’da hastanede yatan eşi Zuhal Tekkanat’a yazdığı mektupta Ankara’dan böyle bahseder.

1950 yılında, o sene Siyasal Bilgiler Fakültesi olan Mülkiye’de burslu olarak okumak üzere Ankara’ya gelir. Bu, aynı zamanda şairin başkente ilk adım atışıdır.

Cemal, üniversite döneminde şiire tutkuyla bağlanır. İyi bir şiir okuyucusu ve dinleyicisi olmasına karşın iş yazmaya geldiğinde bir türlü istediği mısraları kağıda dökemez. Yazdıklarının çoğunu yırtar. Sanki bir şiirini tamamlayıp yayımlayabilse gerisi sorunsuz gelecek gibidir. Arkadaşlarının ısrarıyla, küçük yaşta kaybettiği annesi Gülbeyaz için yazdığı Şarkısı-Beyaz isimli şiiri üzerinde biraz çalışır ve şiir fakülte dergisi Mülkiye’nin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlanır. Artık barajın kapakları açılmıştır. Şiirler peşi sıra akmaktadır. Sevdiği kadınların peşi sıra akan şiirler…

Cemal, Zuhal ile 1967 yılında tanışır ve kısa süre içinde evlenirler. Bu evlilik, Cemal’in ikinci evliliği olur. İstanbul’da sürdürdükleri hayatları, Cemal’in 1972 yılında Maliye Tetkik Kurulu üyesi olarak Ankara’ya tayininin çıkması nedeniyle sekteye uğrar. Bir süre, rahatsızlığı nedeniyle İstanbul’da hastanede yatan eşi ve oğlu Memo’dan ayrı yaşamak zorunda kalır. O sıralarda Kızılay’da Mülkiyeliler Misafirhanesi’nde kalmakta, Saraçoğlu Mahallesi’ndeki lojman için sırasının gelmesini beklemektedir ancak lojman bir türlü boşalmaz. Zuhal’in iyileşmesinin ardından Cemal, eşini ve oğlunu yanına alarak bugünkü Botanik Park yakınlarındaki And Sokak’ta yer alan Kaan Apartmanı’nda kiraladığı evde yaşamaya başlar.

Cemal Süreya'nın Yaşadığı Kaan Apartmanı
And Sokak’ta yer alan Kaan Apartmanı

Cemal Süreya ve Ahmed Arif’in Dostluğu

Cemal’in 1960’lı yıllarda tanıştığı Ahmed Arif de o dönemlerde Ankara’da, Cemal’in evine yakın sayılabilecek Cinnah Caddesi üzerindeki 1. Basın Sitesi’nde oturmaktadır. Akşamları  sık sık birbirlerinin evlerine misafir olurlar. Ahmed, Zuhal’i Elif Sorgun olarak tanır, daha doğrusu Elif ve Zuhal’i ayrı şahsiyetler olarak bilir, hatta Cemal’e 1968 yılında yazdığı bir mektupta, “Elif ile Zuhal’e saygılarımı ilet (ama Zuhal’i tanıyamadım),” der. Elif Sorgun, aslında Cemal’in Zuhal’e taktığı bir isimdir. Bir akşamüstü oturmasında Cemal, eşini kollarını iki yana açarak “Karşınızda Zuhal Tekkanat ve Elif Sorgun,” diye takdim eder. Ahmed, kandırılmanın verdiği duyguyla Cemal’i şakadan yumruklar!

Ahmed Arif'in yaşadığı Basın Sitesi
Ahmed Arif’in yaşadığı Basın Sitesi

Cemal Süreya, ülkenin en iyi şairi olarak gördüğü Ahmed Arif’i kız kardeşi Ayten’e yakıştıracak kadar sever ve ikisini tanıştırmaya karar verir. Cemal ve Ayten, tanışmak için sözleşilen yere gidip beklerler ancak Ahmed gelmeyince buluşma gerçekleşmez. Ayten’in içi burkulur. Cemal, Ahmed’i ilk gördüğünde, neden buluşmaya gelmediğini sorar ve şu yanıtı alır: “Temiz gömleğim olmadığı için gelemedim!”

Kaan Apartmanı’ndan sonra nihayet boşalan Saraçoğlu’undaki lojmana taşınırlar. Cemal, o sıralarda Ankara’da yaşayan Ayten’in de kendileriyle birlikte kalmasını ister ancak Zuhal buna karşı çıkar. Evde bir huzur yoktur. Zuhal’den kaynaklı geçimsizlik had safhaya ulaşınca Cemal Süreya, Sıhhiye’deki Toros Sokak’ta yer alan Barış Apartmanı’na taşınır. Bu kez yanında Zuhal yoktur, Ayten vardır.

Cemal Süreya Ankara'da Yaşadığı Apartman
Toros Sokak’taki Barış Apartmanı

Cemal Süreya Parkı

Cemal Süreya için Ankara parantezi 1978 yılından sonra kapanır. O, sokaklarında dolaşmayı çok sevdiği başkenti hiçbir zaman unutmayacaktır.

“bende tarçın sende ıhlamur kokusu
yürürüz başkentin sokaklarında”

Cemal Süreya 9 Ocak 1990 tarihinde İstanbul’da vefat eder. Anısını yaşatmak için 1991 yılında Ayrancı’daki bir parka şairin adı verilir. Günün birinde yolu bu parka düşen Can Yücel dostuna şu şiiri yazar:

“Bir Kasım güneşlisinde
Meclisin o askeri duvarının
Dibinden geçip
Geldim oturdum karşına senin…
Hiç bu kadar mülk sahibi olmamıştın.
Epiy bir yüzölçümün var
Bir basket sahan
Çocuk bahçen
Havuzun
İki kutu gibi helan
Akasyaların var
Sunay Akın’ın dediği gibi
Gülcemallerin solmuş
Biz de gelecek yazı bekleriz
Tek tük de çimen yeşili var serpili
Çocuklar okulda şimdi
Ama okuldan kaçmış liseliler var
Kırıştırıyorlar
Arabalar da vızır vızır etrafında
Olsun.
Sen geceleri çıkarsın zaten ortalığa
Bankların üstünde eski aşklarınla
Al takke, ver külah
Parkın sana kutlu olsun.”

Cemal Süreya Parkı Cemal Süreya Heykeli
Cemal Süreya Parkı’nda şairin heykeli.

2011 yılında, Cemal Süreya’nın Kadıköy’de 1980’li yıllarda oturduğu apartmanın girişine şairin orada yaşadığını belirten bir plaket yerleştirilmişti. Ankara’da yaşadığı apartmanlardan biri için de benzeri yapılamaz mı? Yapılabilir, yapılmalı. Bu şehirden bir zamanlar çok iyi şairler geçti. Cemal Süreya da onlardan biriydi.


Kaynaklar:

[1] Cemal Süreya’ya Mektuplar, Ahmed Arif, Alaca Yayınları.
[2] Size Nefesimi Bırakıyorum, Perihan Bakır, Everest Yayınları.
[3] Cemal Süreya Şairin Hayatı Şiire Dahil, Can Yayınları.
[4] On Üç Günün Mektupları, Cemal Süreya, Can Yayınları.

Paylaş:

İlginizi Çekebilir