1 Kitap: Barış Bıçakçı – Sinek Isırıklarının Müellifi
Ankara Kokulu Romanlar yazımızda Barış Bıçakçı’dan ve sinemaya da uyarlandığı için en bilinen kitabı ‘Bizim Büyük Çaresizliğimiz’den bahsetmiştik. Bugün size Barış Bıçakçı’nın yine bir Ankara romanı olan ‘Sinek Isırıklarının Müellifi’ kitabını önereceğim. Yayın evi kitabın tanıtımını: ‘Aşk üzerine küçük bir roman. Toplu konutta aşk ama… Edebiyat üzerine küçük bir roman. Edebiyatla hayatın birbirine karıştığı ama… Arkadaşlıklar üzerine bir roman. Hepsi üç kişi ama… Barış Bıçakçı’dan yeni bir kitap. Aması yok’ olarak yapmaktadır.
Okuyanlar bilir, Barış Bıçakçı anlattığı hikayenin içinde birçok kitaba ve müziğe atıfta bulunur, bir kitap okurken birçok kitabı merak etmenizi sağlar. Benim tavsiye olarak bir çoğunu not aldığım bu atıfları bolca içermekte Sinek Isırıklarının Müellifi. Siz de bu kitabı okurken, hikayenin akışına kapılıp Ankara’nın sokaklarında kendinize rastlamayı bekleyecek bu arada da bir sonraki kitabınızı seçmiş ya da okunacaklar listenize yeni kitaplar eklemiş olacaksınız. Keyifli okumalar.
‘İstanbul’da kalmaktan vazgeçtiğini, evden ayrı kalınca hayatın dışına itilmiş gibi hissettiğini söyledi. İstanbul ile Ankara karşılaştırması yaptı. İstanbul’a giden herkes dönüşte böyle bir kıyaslama getirir, lokum gibi ya da pişmaniye, saray helvası, Bolçi. “İstanbul’da insanların tek amacı İstanbul’un tadını çıkarmak gibi görünüyor. Avına dişlerini geçirmeye çalışan yırtıcı hayvanlara benziyorlar. Ankara’ya istesen bile dişlerini geçiremezsin, bir sürü üst geçit var.” Metin ile birlikte bu şakaya güldüler. Kapatırken Cemil şöyle dedi: “İstanbul’da gün boyu dolaşırken dünyanın haline üzüldüm. Ankara’da insan sadece Ankara’nın haline üzülüyor.” ‘ s.24 (İletişim Yayınları, 3. Baskı, 2012, s.24)
1 Etkinlik: Mandala Atölyesi
Bu haftaki etkinliğimiz, son yıllarda büyükler için boyama kitaplarıyla insanların ilgisinin arttığı mandala. Hindistan kökenli mandala, ruhsal olarak insan zihnini rahatlatır ve genellikle daire veya kare şeklinde olup her şeyin mistik merkezini sembolize eder. Çizme ve boyama yoluyla insanı rahatlatıp sakinleştiren meditasyon aracıdır. Mandala Yaşam Atölyesinde 28 Ağustosta düzenlenecek olan etkinliğe katılarak mandala hakkında merak ettiklerinizi ve mandala çizmeyi öğrenebilirsiniz. Atölye hakkında ayrıntılı bilgi için; Mandala Atölyesi
1 Albüm: Yavuz Çetin – İlk
Hepimizin, ‘Keşke bir kere olsun canlı dinleme şansım olsaydı.’ dediği müzisyenler vardır, örneğin kim istemezdi Amy’i canlı dinlemeyi. Türkiye’de yaşamış ve şu an hayatta olmayan sanatçılar içerisinde, Zeki Müren, Ahmet Kaya ve Yavuz Çetin canlı dinlemeyi çok isterdim dediğim ilk üç isimdir. Bu haftaki albüm önerim de, bu üç isimden birisi olan, Yavuz Çetin’in ‘İlk’ albümü.
1997 yayınlanan albüm, Yavuz Çetin’in ilk ve hayattayken çıkan tek albümüdür. 2015 yılında Rainbow45 Records tarafında plak formatında tekrar yayınlanan albümde Yavuz Çetin’in mükemmel gitar sololarını duyup hayran kalmamak mümkün değildir. Keşke yaşamak isteseydi aramızda ve bugün yeni çıkarttığı albümlerini konuşuyor olabilseydik.
1 Film: Mary and Max – Adam Elliot
Stopmotion animasyonun en tatlı hali. Bu haftaki filmimiz de stopmotion türündeki Mary and Max. Adam Elliot’ın yazıp ve yönettiği animasyon, Avustralya’nın kenar mahallerinden birinde yaşayan sorumsuz ve yoksul bir aileye sahip olan, sekiz yaşındaki yalnız bir kız çocuğu olan Mary ile Manhattan’daki dairesinde yalnız yaşayan, ruhsal problemleri olan asosyal ve obez bir adam olan Max’in mektup arkadaşlığını konu almaktadır. Uzun süre etkisinden kurtulamayacağınız bu filme animasyon diye burun kıvırmadan önce IMDb ve Rotten Tomatoes puanlarına bakıp sitesini ziyaret etmenizi öneririm. Durdurup başa sarıp replikleri ezberlemeye çalışacağınız bu filmi, pazartesi depresyonu çekenlerdenseniz, salıdan sonra hatta hafta sonuna doğru izlemenizi öneririm. İyi seyirler…