Yeni yıl sendromsuz olur mu? Hala sabahın karanlık kör vaktinde kalkıp işe okula gidiyoruz. Pazartesinden hafta sonunu düşünüyoruz gözlerimiz kapalı. Üniversitelilerin son final günleri… Çalışma hayatındaysan son gün yok, emekliliğe kalan 30 küsur yılımızdan bir gün daha düşsek bile hesapta çok bir değişiklik olmuyor, bitmiyordu bitmiyordu… Sevdiğin işte çalışmak da bu sistemde bir işe yaramadığına göre ne yapalım en iyisi kitaplara, filmlere ve müziğe sığınalım.
1 Film: The Tenant – Roman Polanski
Olaylı yönetmen Polonski’den bir filmle başlayalım haftaya. Piyanist filmiyle tanınan yönetmenin akıllara zarar filmi ‘The Tenant’ evde geçirmek isteyeceğiniz güne yakışacak bir film. Roman Polanski’nin apartman filmlerinden olan bu klasikte başrolü de kendisi oynamıştır.
Filmin konusuna kısaca bakacak olursak. Polanski’nin canlandırdığı karakter Trelkovsky, Paris’te yeni bir apartmana taşınır. Kiraladığı dairede kendisinden önce oturmakta olan kiracının (Simone) intihara kalkışıp camdan atladığını ve komada olduğunu öğrenir. Simone’yi hastanede ziyaret eden Trelkovsky, kız ölünce onu takıntı haline getirir. Kendisini Simone yerine koyarak onu tanımaya ve anlamaya çalışırken, yavaş yavaş Simone’un sürüklendiği intiharın eşiğine gelir. Film, hikaye akışı ve çarpıcı finaliyle Polanski’nin yönetmenlik ve oyunculuktaki başarısının kanıtı niteliğinde. İzlememiş olanların mutlaka izlemesi gereken bir film. İzlemiş olanlarsa bu hatırlatmayla tekrar izlemek için arşivlerini karıştırmaya başladı bile.
1 Müzik: Milli Kütüphane Taş Plak Arşivi
Film önerimizle eskilere gitmişken daha da eskilere taş plak dönemine gitmesek mi? Milli kütüphanenin koleksiyonunda bulunan yaklaşık 5.000 taş plağı mp3 formatına dönüştürerek internet üzerinden üyelerine sunması enfes bir hizmet. Türk sanat müziği, Türk halk müziği, klasik müzik, tango, vals gibi müzik türlerinden oluşan taş plak koleksiyonunun büyük çoğunluğu 1950’li ve 1960’lı yıllara aittir.
Milli Kütüphane, kültür ve sanat mirası olan taş plakları gelecek nesillere aktarabilmek ve çok narin bir yapıya sahip olmalarından dolayı kırılmalarını, çatlamalarını, tahribata uğramalarını engellemek amacıyla koleksiyonun tamamını dijital ortama aktarmıştır. Bu sayede plaklar yerine dijital kopyalar hizmete sunularak taş plaklar tamamen koruma altına alınmıştır.
Maalesef sadece üyelerine sunduğu bir hizmet olması dinleyici profilini kısıtlıyor gibi görünse de şehrin göbeğindeki büyük bir kütüphaneye üye olmak için de bir fırsat. Henüz üye olmadıysanız internet üzerinden üyelik başvurusunda bulunabilirsiniz.
1 Belgesel: Ways of Seeing – John Berger
Yeni yılın ilk haftasında hayatını kaybeden sanat eleştirmeni John Berger’i 1972’de BBC için hazırladığı ünlü belgeseli Ways of Seeing (Görme Biçimleri) ile analım. Belgesel Berger’in büyük kitlelerce tanınır olmasını sağlamıştır. Çünkü Berger sanata ve sanat eserlerine farklı bir açıdan bakıyordu. Sanatın popülarizm tarafından metaya dönüştürülüp maddi kazanç sağlamak için kullanılmasına kendi tarzında bir eleştiri getiriyordu. John Berger’in belgeselden kitaplaştırılan Görme Biçimleri ve diğer kitaplarını Metis Yayıncılık etiketiyle Türkçe olarak okumak mümkün. Herkese hitap edecek şekilde sade bir dilde çekilen belgesele şans verip izlemenizi tavsiye ederim. (4 bölümden oluşan belgeselin ilk bölümünü ekliyorum, diğer bölümleri youtubedan bulabilirsiniz.)
https://youtu.be/fr2BZ189mfU
Not: Ocak ayının tüm etkinliklerini tabii ki Lavarla Etkinlik Takvimi‘nden takip edebilirsiniz.
Keyifli Haftalar!