Menu Kapat
Kapat
Ara
Close this search box.

Tanzimat Döneminde Ankara’da Devlet Erkinin Mimarî Temsili

Okuma Modu

1839 yılında Tanzimat Fermanı olarak bilinen Gülhane Hatt-ı Şerifi’nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminde gerçekleştirilen reformlar sadece devletin kurumsal yapısında değil, idari işlerin artmasına paralel olarak şehirlerin ve binaların mimarî yapısında da önemli değişiklikler getirmiştir. Osmanlı’nın diğer büyük şehirlerinde olduğu üzere Ankara’da da hükümet konağı merkezli kamu sitesinin oluşumu Tanzimat Döneminde yoğunluk kazanmış ve “şehrin tezyinatını ikmâl eden” binalar inşa edilmiştir.

1824’te Hacı Abdi Paşa Konağı’nın vali konağı olarak satın alınmasıyla başlayan bu süreç, 1900’lere kadar devam etmiştir. 1907 tarihli Ankara Vilayet Salname-i Resmisi’ne göre 20. yy başlarına gelindiğinde Ankara’da büyük bir Hükümet Konağı, Belediye, Düyûn-ı Umûmiye ve Reji İdaresi, 1 Darü’lmualimin (1809), 1 Hamidi Mekteb-i Sanayi (1901), 1 Mekteb-i İdadî-i Mülki (Taş Mektep) (1887), 1 inâs (kız) rüşdiyyesi (ortaokulu), 2 zükur (erkek) 2 inâs (kız) mekteb-i ibtidâî (ilkokul) (1895), 65 sübyan mektebi, 1 çoban mektebi, Rum, Ermeni, Katolik ve Yahudi cemaatları etfaline (çocuklarına) mahsus zükûr ve inâs için 8 mektep, 19 kıraathane, 1 Bank-i Osmanî, 1 Telgrafhane, 1 Daire-i Askeriyye, 6 karakolhane, 1 Gureba Hastahanesi (1888), 1 saat kulesi, 32 cami-i şerif, 12 mescit, 27 medese, 11 tekye, 17 türbe, 12 kilise, 1 memleket bahçesi, 5 hamam, 33 han, 21 fırın, 86 çeşme, 19 musluk, 2188 dükkan, 260 mağaza, 21 fırın, 6518 hane, 12 değirmen, 1 un fabrikası, 10 kiremithane, 8 yağhane, 1 matbaa, 1 depo, 1 selhane, 2 kışla, şehir haricinde iki piyade tabur ve bir süvari alayı vardır (bkz. Ankara Şehri 1924 Haritası).

İşte Tanzimat Döneminde Ankara’da devlet erkinin mimariye olan yansımalarını, Pamukkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Avcı’nın Osmanlı Hükümet Konakları-Tanzimât Döneminde Kent Mekânında Devletin Erki ve Temsili adlı kitabından yararlanarak belli başlı yapılar üzerinden ele alacağız.   

  • Hacı Abdi Paşa Konağı

Hacı Abdi Paşa Konağı ya da Paşa Saray

On dokuzuncu yüzyıldan önce Ankara’da kentin yönetimi için özel olarak yaptırılmış bir resmi bina mevcut olmayıp kentin idarecileri büyük bir konağı kiralayarak devlet işlerini buradan yürütmekteydiler. Örneğin dönemin Ankara Valisi (mutasarrıf) Vezir Seyit Mehmet Galip Paşa, Tûlice Mahallesi’ndeki büyükçe bir konakta kiracıdır. 1824 yılında Seyyit Mehmet Alim Efendi yine aynı mahallede bulunan ‘Hacı Abdi Paşa Konağı’ olarak bilinen yapıyı vali konağı olarak kullanılması amacıyla vilayet halkı adına 4000 kuruş ödeyerek satın alır.

Paşa Sarayı olarak da adlandırılan Jülien sütunun hemen yanındaki iki katlı bu ahşap konak, Ankara’nın 1836 yılında vilayet merkezi haline gelmesiyle birlikte yetersiz gelmeye başlar. Çünkü bürokratik işler giderek yoğunlaşmakta ve buna paralel olarak da memur sayısı artmaktadır. Örneğin 1876 yılında Ankara kent merkezindeki memur sayısı 118 iken 1908’de bu sayı 440’a çıkar. Bunun üzerine yeni bir hükümet konağının yapılması için çalışmalar başlatılır.

1886-1894 yılları arasında Ankara valiliği yapan Abidin Paşa, Padişah ile Sadrâzam arasındaki haberleşme ve yazı işlerine bakan en üst makam olan Mâbeyn Başkâtipliğine gönderdiği yazıda, mevcut hükümet konağının harap bir vaziyette olduğunu, idari birimler ve memurlar için artık yetersiz kaldığını ve üstelik yakınlarda yapılacak demiryolu hattının açılış törenine katılacak yabancıların hükümet konağını harap bir şekilde görmesinin yakışıksız olacağını belirtir. Hükümet konağının “yar ü ağyâra karşı manzarası güzel” ve “metânet ve rasânate” dikkat edilerek planlanmasına ilişkin Abidin Paşa’nın talebi, Osmanlı hükümetinin kabinesi niteliğindeki Meclis-i Vükelâ’da ele alınır ve binanın yapımı için “fen-i keşf ve resimde mevcût kalfalar meyânında teferrüd eylemiş” (inşaat keşfi ve plan hazırlama bilgisi ile mevcut kalfalar arasında sivrilmiş) yetenekli bir mimarın 4000 kuruş harcırah tahsisiyle İstanbul’dan Ankara’ya gönderilmesine karar verilir.

  • Hükümet Konağı
Ankara Hükümet Konağı, günümüzde Ankara Valiliği Merkez Binası.

Yeni hükümet konağı için seçilen mimarın adı Bedros Kalfa Azaryan’dır. İstanbul’daki Pertevniyal Valide Sultan Camii’nin inşaatında dönemin ünlü mimarları Sarkis Balyan ve Montani ile çalışan Bedros Kalfa 1892 yılı sonunda Ankara’ya gelerek binanın keşif ve planını hızlıca hazırlar. Keşif ve plan hazırdır ancak inşaat başlayamaz. Bunun nedeni ise yeni binanın nerede inşa edileceği hususunda yerel idare ile kent eşrafı arasında yaşanan çekişmedir. Binanın yapılacağı yerdeki arsa ve emlak değerinin artmasından kaynaklı “duygusal” nedenlere dayalı bu çekişme sonunda yeni Hükümet konağı, ne yerel idarenin istediği gibi belediye bahçesine ne de kent eşrafının talep ettiği şekilde Ahi Elvan Camii civarına değil, eski konak yıktırılarak onun yerine inşa edilir.

404.000 kuruşa mal olan ve II. Abdülhamit’in tahta çıkışının (cülûs) 21. yıl dönümünde (1897) açılışı yapılan Ankara Hükümet Konağı pek çok tarihî olaya tanıklık etmiştir. Örneğin 1908’de ilan edilen II. Meşrutiyet’in Ankara’da bir hafta süren şenlikleri efelerin gösterileriyle konak önünde kutlanmıştır. 15 Mayıs 1919’daki İzmir’in işgali, 29 Mayıs’ta bir mitingle yine konak önünde protesto edilir. 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal hükümet meydanında karşılanmış ve iki ay süreyle hükümet konağında ikamet etmiştir. Halen Ankara Valiliği olarak kullanılan iki katlı ve 40 odalı bu yeni yapı simetrik yapısıyla tipik bir Osmanlı Geç Dönem mimarlık yapısıdır. Ön cephesinin ortasındaki kemerli mermer bir kapı ve bunun üzerindeki sivri kemerli mermer pencereyle ilginç bir kompozisyona sahip olan bu bina 2005-2009 yılları arasında geniş çaplı bir restorasyon geçirmiş ve halihazırda valilik merkez binası olarak kullanılmaya devam etmektedir.

Ankara Valiliği Merkez Binası’nın günümüzdeki hali
  • Ankara Telgraf ve Posta Müdürlüğü (Telgrafhane)

Hükümet konağının yanına yapılan bir diğer yapı, inşasına 1886’da başlanıp 1894’te bitirilen ve Ankara Telgraf ve Posta Müdürlüğü binasıdır. Merkezi iktidar ile yerel yönetimler arasındaki iletişimin en önemli unsuru olan telgraf ve posta idaresi için tahsis edilen bu binanın güzelliği hükümetin binaya özel bir önem verdiğini göstermektedir. 1925’ten sonra Ankara Adalet ve Hukuk Mektebi olarak kullanılan bu bina, ne yazık ki 1930’larda yıkılmıştır. Bu binanın Kurtuluş Savaşı yıllarındaki önemi için bkz. https://lavarla.com/1900lu-yillara-ait-kartpostallarda-cumhuriyet-oncesi-ankara-mimarisi/

  • Ankara Hapishanesi

Tanzimat Döneminde merkezi yönetimin ihtiyaçlarından biri de müstakil hapishane binalarıdır. 1858 yılından itibaren sıklıkla yenileme çalışmaları yapılmasından Ankara’daki hapishane binasının oldukça erken tarihlerde yapıldığı düşünülmektedir. Nitekim yeni hükümet konağının açılışının yapıldığı 1897 tarihinde yeni bir hapishane inşası için keşif yaptırılarak ve aşağıda görülen plan hazırlanarak İstanbul’daki merkezi idarenin onayına sunulur. Ancak Osmanlı bürokratlarının bütün vilayetlerdeki hapishane binalarını standart bir plana göre yapma ısrarı ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle inşaat bir türlü gerçekleştirilemez.

Ankara Hapishanesi’nin planı
  • Ankara Belediyesi / Şehremaneti

Tıpkı eski hükümet konağının yaptığı gibi bir süre kiralık binalarda hizmet veren Ankara Belediyesi 1884 yılında, kendine ait bir binaya geçmek için hükümet konağına yakın bir yerde (“şehrin memerr ve mû’teber mahallinde”), kale civarındaki, Ankara’nın Müslüman mahallerinden biri olan Hallac-ı Mahmud Mahallesi’nde arsa satın olarak inşa edilir.

Ankara Belediyesi

  • Ankara Saat Kulesi

Ankara Kalesi’nin Hisar Kapısı’nın üzerine inşa edilen 9 metre yüksekliğindeki saat kulesinin kitabesinden, Vali Sırrı Paşa tarafından 1302 (1884-1885) yıllarında yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Halen mevcut olan sekizgen planlı bu saat kulesinin çanının üzerinde yazan bilgilere göre saat Louis Erdel tarafından 1884’te Strasburg’da yapılmıştır.


Yararlanılan Kaynak: Yasemin Avcı, Osmanlı Hükümet Konakları – Tanzimat Döneminde Kent Mekânında Devletin Erki ve Temsili, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2017, İstanbul (s. 115-141).

Paylaş:

İlginizi Çekebilir