ODTÜ, okumanın kazanmaktan daha zor olduğu, dışı sizi içi öğrencilerini yakan, Ankara’nın ortasındaki güzide yeşilliğimiz ve cennetten parçamız. Eğitim konusunda kıyas kabul edilemezliği bir yana, kampüsünün güzelliği ve kampüs içerisindeki yaşantısıyla burada bambaşka bir hayat yaşandığı inkar edilemez! Üniversite tercihlerinin açıklanmasıyla yüzlerce öğrenci ODTÜ dünyasına adım attı ve yakın zamanda kayıtlarını da tamamlayıp ODTÜ’lü olacaklar. ODTÜ’ye yeni başlayacak olanların bilmesi gereken ilk şeyleri burada topladık. Hoş geldiniz!
-
İlk “hocam” deyişin
Kampüsün giriş kapısındaki görevli size “Hocam kartınızı görebilir miyim?” derse “İyi de ben eğitim fakültesinde değilim ki?!” demeyin. Amfide ders anlatan akademisyenden dolmuşçusuna kadar ODTÜ’de herkes birbirinin hocasıdır. Hocam kelimesi ismini hatırlayamadığınız ama not isteyeceğiniz bölüm arkadaşınıza hitap ederken hayat kurtarır. Bu hitap şekli o kadar benimsenmiştir ki kimi zaman sevgilinize hocam derken buluverirsiniz kendinizi.
-
ODTÜ Türkçesi
Evet kampüs sınırlarında, özellikle bölümler bölgesinde sıklıkla kullanılan bir dil. Eğitim dilinin İngilizce olmasından ötürü, ders ile ilgili tüm kavramları İngilizce söylemek hatta Türkçesini bile bilmemek bu dilin doğmasına sebep olmuştur. “Midterm’ün curve’ü kaç çıkmış?” gibi cümleleri zamanla benimseyeceksiniz.
-
“Devrim’e gidelim mi?”
Derslerden arta kalan vaktinizin çoğu çimlerde geçecek. Fizik çimleri uzun süreli ders aralarının, matematik çimleri kütüphanede molaya çıkılan zamanların vazgeçilmezleridir. Ancak Devrim Stadyumu bir ODTÜ incisidir. Havalar ısınmaya başladığında herkes kendini Devrim’e atar. Uzun sohbetlerin, kahkahaların, unutulmaz anıların ev sahibidir Devrim. ODTÜ’lüler Devrim’de koşuya da çıkar, yoga da yapar, frizbi de oynar. Kayıta gelinen gün adettendir, Devrim’de fotoğraf çektirilir. Ve ODTÜ’lülerin, okullarına vedası da yine Devrim’de olur.
-
“Hocam A1’den mi çıkıyorsunuz?”
Otostop, büyük kampüslü her üniversitede olduğu gibi burada da bir gelenek. Gerçek bir ODTÜ’lü ring saati kovalamaz, her zaman kampüsün her köşesinde otostop çekmesini bilir. KKM ve A1’de daima otostop sırası olur, şaşmaz.
-
“Sizin neden kepiniz yok?”
Okuldaki son senenizde en çok duyacağınız sorulardan biri olacaktır. Mezuniyet cübbesine her fakülteyi farklı renklerin temsil ettiği yakalık takılır ve mezuniyet kıyafeti bundan ibarettir. ODTÜ’lüler mezun olurken Devrim’de yürür ve pankart açar, kep atmaz. Çünkü ODTÜ için öğrenim hayat boyu devam eder, mezun olmakla bitmez.
Bunlar ODTÜ ile özdeşleşmiş şeylerden sadece beşiydi. Şimdi önünüzde keşfedilmeyi bekleyen kocaman bir kampüs ve yaşanacak çok güzel seneler duruyor. Zaman su gibi açıp geçerken yaratacağınız kendi listeniz eminim ki bundan çok daha uzun ve güzel olacaktır. Unutmadan, kampüste dört mevsim de birbirinden güzel yaşanır, tadını çıkarın! Yıllar sonra döndüğünüzde bile evinizde hissedeceğiniz yere hoş geldiniz.
Dünden bugüne ODTÜ kampüsüne bir bakış için: Bozkırdan Mimari ve Çevresel Bir Değere: Fotoğraflarla Değişmeyen ODTÜ