Herkes farklı bir arayış ile gezer, gezilen yerler aynı olsa da algılama ve yorumlama biçimlerimiz farklıdır. Zaten bu yüzden aynı lokasyonlar her birimizde farklı hisler uyandırır. Gezerken bizim arayışımız da bölgelerin yemek kültürlerini, bunun toplumsal etkilerini gözlemlemek. Bunu tarihleri ile bütünleştirmek ve her yerel lezzeti tüm bunları bilerek tatmak. Berlin’e taşınırken bizi en çok heyecanlandıran yeni bir keşif rotasının açılmış olmasıydı. Tabii kendi mutfağımızdan uzak kalma korkusu da yüreğimizi sardı. Tüm yaşanmışlıkları, çocukluğumuzdaki lezzetleri, bu lezzetlerin toplumumuzu nasıl bir araya getirdiğini düşünmeye, fark etmeye de Berlin mutfağı ile tanışınca başladık.
Yemek bizim için sosyalleşmek demek, paylaşmak demek, aynı tabağa ekmek banarak yemek demek, sohbet demek, aile demek. Burada çalışmaya başladığımda ilk gözlemlediğim de bu olmuştu. İnsanlar öğle yemeklerini evden getirdikleri ekmeklere sürdükleri krem peynirle ve üstüne koydukları jambonlarla yapıyorlardı. Bu benim için asla kabul edilemez! Öğle arasında farklı şeyler deneyip bunu sevdiğim arkadaşlarımla paylaşamayacaksam, hoş sohbet etmeyeceksem hiç yemem daha iyi diye düşünüyorum. Neyse ki zamanla bu düzeni kurduk, artık kendi yemek gruplarımız, favori restoranlarımız, sıcakkanlı arkadaşlarımız var. Çalıştığım yer daha bir Türkiye anlayacağınız.
Berlin’de yemek kültürü o kadar derin ve o kadar şehirle bütünleşmiş ki bunu tek başına incelemek ve Almanya’nın kalanı ile karıştırmamak lazım. Artık Türkiyelinin döneri, Vietnamlının spring rollları, İtalyan’ın pizzası makarnası, Hintlinin butter chickenı, Suriyelinin-Filistinlinin-İsraillinin falafeli, humusu ve daha nicesi Berlinli olmuş! Hatta Türk yemeklerinde bu durum biraz daha ileri gitmiş. Berlin döneri adı altında farklı sos ve içeriklerle hazırlanan lokal denilebilecek lezzetler bile var. Anlayacağınız Berlin’in yemek kültürünü oluşturanlar buralara 60-70’lerde dünyanın dört bir yanından göçmeye başlayan insanlar. Tabii bunların çoğunluğunu Türkiyeliler, Vietnamlılar, Yunanlar, İtalyanlar ve şimdilerde ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan gelen göçmenler ya da Berlinliler oluşturuyor. Tüm bu insanlar bir araya gelince de şu ana kadar gezdiğimiz en lezzetli şehirlerden birisi karşımıza çıkmış oluyor.
Aynı zamanda bu şehir nispeten bizim memleket özlemimizi de giderebiliyor. Burada da annemizin yaptığı mantıyı aratmayan Güllü abla (Güllü Lahmacun), enfes lahmacunları ile yüzümüzde tebessüm oluşturan Örnek Lahmacun, ev yemeklerinde bizi esnaf lokantasında hissettiren Mercan, biftekten yaptığı dönerle memleketimizi hatırlatan Merhaba Döner, kebapları ile ocakbaşı özlemini giderdiğimiz Adana Ocakbaşı gibi yerler keşfettikçe artık buralara daha ait hissediyoruz. Bunlar dışında nice yerler var, hepsini yazının sonunda bir liste ile paylaşacağız.
Türkiye ile kıyaslayınca buranın en büyük avantajı diğer ülkelerin mutfaklarının da enfes olması. Mesela Tayland mutfağı için gittiğimiz Thai Window bizi Bangkok’lara kadar götürüyor. Ya da Napoli pizzası istediğimizde 3-5 çok güzel Napoli pizzacısından birine gidiyoruz. Vietnam mutfağının Fransız baget ekmeği ile buluştuğu Bahn Mi Stable de vazgeçilmezlerimizden. Japon mutfağı, suşisinden ramenine kadar enfes! Kore mutfağı desen keza öyle. Ortadoğu mutfağı için Sonnenalle küçük bir Suriye-Lübnan gibi. Tatlısından mezesine, dönerinden falafeline kadar her şeyin en iyisini bulabiliyorsunuz. Hatta burada tanıştığımız Gürcü mutfağı da bizi memleketimize götüren lezzetlerden. Özetle aklınıza bir mutfak getirin ve ufak bir araştırma yapın, Berlin sizi büyük bir ihtimalle o mutfakta tatmin edecektir.
Sürekli restoranlardan bahsettik ama sokak lezzetleri de burada ayrı bir güzel. Evet, Uzakdoğu’daki gibi mahalle aralarında çok salaş sokak lezzeti bulma ihtimaliniz hâlâ yok ancak haftanın belirli günlerinde kurulan sokak lezzetleri marketi sizi birçok ülkeden sokak lezzetlerine ulaştırabiliyor. Avrupa sokak lezzetleri festivalinin finalleri de Berlin’de yapılıyor.
Berlin mutfağının bize sunduklarını hatırladıkça önümüzü alamadık, iştahımızı yutkunarak bastırmaya çalıştık bu yazıyı yazarken. Siz de burada yaşayan ve Berliner olma yolunda ilerleyen biriyseniz kendi yemek kültürünüzü ara sıra bir kenara bırakıp dünya lezzetleri arasında kaybolmanızı şiddetle tavsiye ederiz. Eğer yolu buraya düşen bir gezginseniz de en azından Berlin dönerinin tadına bakın ve ondan sonra diğer dünya mutfaklarına yönelin.
Türk yemekleri için listemizi buradan, Berlin Mutfağının birbirinden zengin menülü mekanları arasında kendi favori on yerimizi de buradan takip edebilirsiniz. Sevgiler!
Özge & Ufuk İğde
Türkiye’den son yıllarda gelenlerin Berlin’de kurduğu paralel evren, “New Wave” ya da “Üçüncü Yaka” genişliyor. Kurulan bu alternatif yaşamı anlattığımız Üçüncü Yaka yazı dizisinin diğer yazılarını okuyabilir, Berlin’de ev bulmakla ilgili problem yaşıyorsanız bu konuyla ilgili yazımıza göz atabilirsiniz.